Mobilden yazana kadar site log off ediyor. Ben de burdaki milliyetçi/dincilerden değilim. Çok istiyorsa parayı kaptırmak, benimle yüz yüze bulursun bi yerde

mantiken öyle bir şeyin olmiycanı söylüyor. söyliycen şeyi söylediğin zaman klavyeyi eline alıp cevabını yazıcakmış

bu arada dedi ki kendini kanıtlamak için kullandığı söz sanatları, anlatacağı şeylerden kesin emin olmadığını gösteriyor dedi. mutlak doğru olan bir şeyi söyleyecek insan mutlak doğruyu bir laf gönderme aracı olarak kullanmaz dedi. buda pgibanalizle ilgiliymiş

neyse adam çok rahat amk çürütsün göndericem diyor.

Doğru pgibanalize etmiş. Yazmayı düşündüğüm yazabileceklerimden sadece bir tanesi. Kafamdaki metnin tamdıbını hatırlamaya çalışıyorum. Komünizm çürük değil delik deşik.

Öncelikle arkadaşın şu soruya cevap vermeli: ikitelli sanayi sitesine nazır bir müstakil ev ve tamamiyle aynı işçilik ve malzemeden, yalnız boğaz manzaralı bir evden hangisi daha değerlidir?

Ve eğer bir değer farkı varsa, bu değerin ölçütü nedir?

öncelikle allahsız hollandalı nickli para göndermeyi içtenlikle istediğim canım kardeşim, tartışmaya girmeyi düşünmen bile güzel bir rakı sofrası gibi klavye başında hidaye, hidayete erişmiş ve kendi kafasının içinde yenişmeye çalıştığı bilgilerden son boğazlayanlarıyla birbirininkini tokuşturup yere serme gafletini kendine vazife bürünmüş 2 anadolu fikriyat pehlivanı olarak masaya oturmuş olalım. ki aslında bu sofrayı imge etmiş bendin de bahsettiği bir kültür olarak sunduğum "rakı sofrası".

taa devletçilik dediğimiz şeyin başı, özel himaye altında bir diktatorada toplanmış olan güzelim mısır halkı. ahlak normlarının ilk ortaya çıktığı yer

tabii bu normlar halkı oluşturan unsurlar. kültür gibi, dil gibi, din gibi, üretim şekli gibi... silah üreticisi mason çıkar, ekonomist mason çıkar. 2 ingiliz kardeş. 2 si de birer ip tutuyor. biri halkları vurdurtuyor, biri halkın emeklerinden çarkı döndürüyor. ikisi de kapitali oluşturuyor. adama ücretli emek biçiyor, kendine cüzzi karını biçiyor, kendine çok dokunmasın diye toplumun normlarından halka bir kültür biçiyor. diyor ki "eyy insanlık, rakı için, dertleriniz çözülsün" diyor. içiyoruz rakıyı, dedikleri gibi unutmuş oluyoruz. tabii beyinciğimizi sarsıp karaciğerimizi gibip ortaya çıkarttığı belli dengesel zekadan çalan yerden ortaya çıkartmış olduğu sanatı saymazsak. o günden sonra rakı bir kültürdür.

sonra ekonomist mason daha da akıllanıyor. iyiyi kötüyü öğretmiş topluma. deniz diyor sonra. iyidir diyor, şuyu güzel diyor buyu güzel diyor. sonra renklerden bahsediyor baksana ne güzel gökyüzü vuruyor diyor.

sonra "allahsiz hollandali" nickli genç kardeşim boğazın güzel olduğunu düşünerek, benim de böyle düşünmemi bekleyerek bana o küstah soruyu soruyor. keşke sormasaydı.

bence ikisi de güzel değil. bırak da her canlı kendi yaşam koşullarına en uygun şekilde yaşayabileceği yaşam yerini kendine yuva biçsin. ben çölleri çok seviyorum.

Ben sana demiyorum ki kapitalizm diye birşey yok. Benim varmaya çalıştığım komünizmi çürütmek. Lakin sen, gayet benimde farkında olduğum kapitalizmi tekrardan bana hatırlatmaya çalışıyorsun.

Senin düştüğün yanlış tam olarak şu: kimsenin gibinde değil boğazın güzelliği, dünya da kaç boğaz var kaç ikitelli? 'az' olan değerlidir. Çölde bir bardak su gibi.