+3
Okullar sonunda kapanmıştı. Eylülle her gün dışarı çıkar gezer dolaşırdık. Litch, düğünümüze de az kaldı diyip gülerdi.. onun yanındayken huzurluydum. Sanki dünyadan soyutluyordu beni o gözleriyle. Çok sevdim beyler çok.. Okullar açılana kadar bi günümüz ayrı geçmedi. Manzaralı yerde oturur çay içerdik. (Ah o manzaralı yer senin ben amk) Okullar açılınca da sürekli en arkada oturur el ele tutuşurduk alttan.. Çok tatlı kızdı eylül. Mutlu olduğu gözlerinden anlaşılır, sevinince gözlerimin içine bakar sarılırdı. Bazen de sinirlenir, ben de nefes alamayıp ölücem diyerek kafasını sıraya gömerdi.. Hala aklıma gelir onun o çocuksu tatlı tripleri.. Bi gün servise binince bi değişiklik hissettim. Servis değişmişti amk. Ahmet abi yerine şişko, sakallı bi gavat oturuyordu direksiyona, arabasi da farklıydı. Bu gavad arabayi hoyratça kullanmaktan zevk alıyordu. Servisteki bikaç kişi korkmaya başlamıştı ufaktan. Eylül de onlardan biriydi. Litch, ya kaza yaparsa baksana şuna nasıl gidiyo. Ben de sıkı sıkı sarılmıştım ona rahat hissetsin diye. Sen de ölürsen kimle evlenicem bak sakın öleyim deme demişti.. En kötü durumda bile pozitif olurdu, gülmeye çalışırdı.. O hali gözümün önüne gelir hala.. Içine mi doğdu bilmem ama amk gavatı hakkaten de kaza yaptı. Kavşağa gaza basarak girdi, sağdan da araba çıkınca yandan girdi gavadın arabasına. Biz baya sarsıldık. Kimisi yerdeydi kimisi cama yapışmıştı. Eylül o sırada kapsonunu çekmiş bacağıma başını koymuştu. Ben de öne eğilerek üzerine doğru kapandım. Başımı ön koltuğa vurmuştum. Ama Eylülüm için bin defa vurmaya değerdi. Amk servisi zaten geç kalmıştı. Biz de durumdan yararlanıp hiç gitmedik okula eylülümle. Yine gidip manzaralı yere oturduk. Başın acıyo mu dedi yoo dedim.(Hayvan gibi aciyordu amk) Bi kahramanım olmadığın kalmıştı dedi ve gülerek dudaklarıma bi öpücük kondurdu. Günü orda geçirip akşam eve döndük..