/i/İnanç

İnanç
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +1
    PEYGAMBERiN DE HATALARI OLABiLiR



    Peygamber Allah’ın vahyi olan Kuran’a uyar. Gündelik hayatta Peygamber’in bazı hatalar yapması bile mümkündür. Kuran’da Peygamber’in hatalarının belirtilmesi, Peygamber’in Kuran dışındaki her sözünü, her hareketini vahiy olarak göstermeye çalışan iddiayı yalanlar.

    ... insanlardan çekinerek Allah’ın açığa vuracağı şeyi içinde saklıyordun. Oysa Allah kendisinden çekinmene daha çok layıktı.

    33-Ahzab Suresi 37



    Allah seni affetsin, doğru söyleyenler sana açıkça belli oluncaya ve yalancıları da öğreninceye kadar niye onlara beklemeden izin verdin?

    9-Tevbe Suresi 43



    1- Surat astı ve yüz çevirdi

    2- Kendisine o kör geldi diye

    3- Nereden biliyorsun belki o temizlenip arınacak

    4- Veya öğüt alacaktı da, bu öğüt kendisine fayda verecekti.

    5- O kendisini her türlü ihtiyacın üstünde görene gelince

    6-Ki sen ona yöneliyorsun

    7- Sana ne onun arınmasından

    8- Ama koşarak sana gelen var ya

    9- Odur içi titreyerek korkan

    10- Sen ona aldırmıyorsun

    11- Hayır, çünkü o bir öğüttür…

    80-Abese Suresi 1-11



    Ahzab Suresi’ndeki örnekte, Peygamber’in özel hayattaki bir durumda insanlardan çekinmiş olduğu ve böyle yapmaması gerektiği anlatılır. Tevbe Suresi’nde, Allah uğrunda mücadele ederken Peygamber’in yanlış tutumu, yanlış taktiği gösterilir. Abese Suresi’nde ise inkarcı bir kişiye dini anlatmak uğruna, Peygamber’in kör bir kişiye vakit ayırmadan aynı kişiyi ikna etmek için uğraşına devam etmesi anlatılır. Abese Suresi’nde Peygamber’in bu davranışı düzeltilir ve böyle davranmaması söylenir. Görüldüğü gibi bu üç örnekte; hem Peygamber’in hatalı üç davranışı düzeltilmiştir, hem de Peygamber’in Kuran dışındaki her sözünün vahiy olması gibi saçma bir iddianın zemini yok edilmiştir.

    “Peygamber’in sünneti” başlığıyla öyle izahlar yapılmıştır ki; bu izahlara göre Peygamberimiz’in Peygamberlikten önceki durumu bile sünnete delil oluşturmaktadır. Sibai’nin, “Sünnet” kitabı, sayfa 47’de şu izah yapılır: “Peygamberimiz’e dair her ne izah nakledilmiş ve rivayet edilmiş ise; ister Peygamberlik’ten öncesi ile ister Peygamberlik’ten sonrası ile ilgili olsun sünnet kapsamı içindedir.” Oysa Kuran’da Peygamberimiz’in Peygamberlikten önceki durumu şöyle anlatılır:

    Seni sapmış bulup da doğru yola iletmedi mi?

    93-Duha Suresi 7



    işte böylece sana da emrimizden bir ruh vahyettik. Sen kitap nedir, iman nedir bilmezdin.

    42-Şura Suresi 52



    Ayetlerde, Peygamberimiz’in daha evvel yanlış bir yolda olduğu; kitabı, imanı bilmediği açıkça söylenir. Peygamber’in imanı bilmediği dönem, nasıl olur da örnek olur. Nasıl din diye insanlara takdim edilebilir? Hiç şüphesiz bu iddialar, Kuran’ın yukarıda görülen ayetleri ve daha birçok ayeti ile çelişiktir. (Kitabın bir sonraki bölümünde aynı konuyla ilgili ilave izahlar bulunabilir.) Peygamber’e Kuran’ın bir benzerinin, mislinin verildiğine dair izahlar da Kuran’a ters düşen izahlardır. insanların yazdıkları hadis kitaplarını, Allah’ın kitabı Kuran gibi dinin kaynağı olarak gösterenler, şu ayeti iyice okumalıdırlar:

    Kitabı kendi elleriyle yazıp sonra az bir değer karşılığında satmak için “Bu Allah katındandır” diyenlere yazıklar olsun. Vay elleriyle yazdıklarından dolayı onlara, vay kazanmakta olduklarına!

    2-Bakara Suresi 79





    KURAN’IN BiR BENZERi YOKTUR



    De ki: “And olsun, eğer insanlar ve cinler şu Kuran’ın bir benzerini getirmek üzere bir araya toplansalar, birbirlerine destek de olsalar, onun bir benzerini yine de meydana getiremezler.”

    17-isra Suresi 88



    Allah, Kuran’ın bir benzerinin oluşturulamayacağını söylerken; mezhepçi islamcılar, Peygamber’in hadislerinin de Kuran’ın bir benzeri olduğunu söylerler. (Bakınız: Ebu Davud, Kitabı Sünen, Hadis No: 4604) Madem Peygamber’de bir benzeri var, niye Peygamber onu yazdırıp insanları aydınlatmadı? Yoksa Buhari, Müslim gibi kitapların Kuran’ın bir benzeri olduğunu mu iddia ediyorsunuz? Buraya kadar Buhari ve Müslim’den incelediğimiz hadisler, bu iddianın vahimliğini ortaya koymaya yeter.

    Ey Peygamber! Allah’ın sana helal kıldığını eşlerini memnun etmek isteyerek neden haramlaştırıyorsun?

    66-Tahrim Suresi 1



    Tahrim Suresinin bu ayetine göre, Peygamber’in sadece kendisine bile bir şeyi haramlaştırması mümkün değilken, diğer insanlara ilave haramlar yaptığını söylemek hiçbir şekilde Kuran’la bağdaşmaz. Kuran’ı bir bütün olarak anlamaya yanaşmayan gelenekçi-mezhepçi zihniyet, Kuran’ın tek bir ayetini alır ve Kuran’ın bütünlüğünü hiçe sayarak ayeti düşünmeden çekiştirir.





    HiKMET KURAN’DADIR



    Nitekim Biz, size aranızdan ayetlerimizi okuyacak, sizi arındıracak, size kitabı ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek bir elçi gönderdik.

    2-Bakara Suresi 151



    Kimileri de bu ayetteki “hikmet” kelimesi ile sünnetin, hadislerin kastedildiğini; böylece Kuran’a hadisler ile ilaveler yapılabileceğini söylemişlerdir. Oysa “hikmet” kelimesinin “sünnet” ve “hadis” gibi bir manası olmadığı gibi, bu kelimeyle Kuran dışında bir kaynak oluşturulabileceğine dair bir delil de yoktur. Aksine hikmetin Kuran’da olduğuna dair birçok ayet vardır:



    Elif, Lam, Ra. Bunlar, hikmetli kitabın ayetleridir.

    10-Yunus Suresi 1



    And olsun hikmetli Kuran’a.
    36-Yasin Suresi 2



    Şüphesiz o (Kuran), bizim katımızda olan ana kitapta mevcuttur.

    Yüce ve hikmet doludur.

    43-Zuhruf Suresi 4



    Ayrıca isra Suresinde 22. ayetten 38. ayete kadar Allah’ın haramları ve emirleri belirtildikten sonra 39. ayette şöyle denilmektedir:

    Bunlar, sana Rabbin’in hikmet olarak vahyettikleridir.

    17-isra Suresi 39



    isra Suresi’nin 39. ayetine kadar bahsedilenler (yani Allah’ın hikmet olarak vahyettikleri) şunlardır: Allah’la beraber başka ilahlar edinmemek (22. ayet). Allah’tan başkasına kulluk etmemek, ana babaya iyi davranmak (23. ayet). Anne babaya gerekli şekilde davranmak (24. ayet). Rabbimiz’in iç dünyamızı bildiği (25. ayet). Akrabaya, yoksula, yolda kalmışa hakkını vermek, israf etmemek (26. ayet)…



    Görüldüğü gibi, gerek Peygamber’in sünneti adına, gerek hikmet adına Kuran’a müracaat etmeliyiz. Peygamber’in davranış tarzları (sünnet) için de, hikmet için de tek güvenilir kaynağımız Kuran’dır. Allah’ın Kuran’daki sınırları; hem hikmettirler, hem de bunları uygulamak elçiye (Peygamberimiz’e) itaattir. Kuran, Peygamber’in ağzından duyulmuştur. Zaten birçok Kuran ayeti de Peygamber’e “De ki” emriyle başlar. Kuran, Allah’ın elçisi Peygamberimiz Hz. muhafazid’in getirdiği Allah’ın mesajıdır. Peygamber’in tüm çabası da bu mesajın kılavuzluğuyla insanlara rehberlik etmek olmuştur. Bu yüzden aslen Allah’ın olan bu mesaja uymak; hem göndericisi Allah’a, hem getiricisi elçiye uymaktır. Allah’ın dini Kuran’la tamamlanmış olmuyorsa, o zaman Kuran’ın fonksiyonu nedir? Allah neden Kuran ile dini yarım bırakıp, diğer kısmını belirsiz kaynaklara bıraksın? Allah’ın dine ilave etmek istediği şeyler olsaydı; Kuran’ı iki veya üç kat daha kalın yapıp, bu sorunu çözebilirdi. Oysa Kuran, kendisinin detaylı olduğunu söylemektedir. Geçmiş kavimlerin başına gelenleri tekrarla anlatan Kuran, kendi içeriğinin dışında din adına gerekli olan ilave bilgiler olsaydı, onları da içerirdi. Kuran’ı inceleyenler binde bir rastlanma ihtimali olan konularda bile Kuran’ın gerekli izahları yaptığını görürler. Örneğin zorda kalıp kan, leş, domuz eti ve Allah’tan başkası adına kesilen hayvandan başka bir şey bulamayanların, bunları haddi aşmadan yiyebileceği açıklanır ki; bu durum binde bir kişinin başına, hayatında ancak bir kez gelebilecek bir olaydır. Peki, o zaman Kuran’ın gündelik yaşamda sık sık karşımıza çıkacak, her gün uygulanacak bilgileri ekgib bıraktığı nasıl düşünülebilir? Kuran bu bilgileri açıklamamışsa, bu detaylar gereksizdir ve dinin bir bölümü veya evrensel şartı değildir.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster