Okulda çok birşey olmadı. Tenefüslerde falan sürekli görüşmeye bahçede gezmeye falan başlamıştık.

Akşam maç saati geldi.
Amk bunlar biz hocayız falan demiyor. Tekme itme çekme her türlü sertliği yavşaklığı yapıyorlar. Tabi hakem de beden hocası müsamma gösteriyor. Baktım böyle olmayacak. Dedim bizimkilere size 1 vurana siz 2 vurun amk. Önderliği ben yaptım. Gittim edebiyatçının bileğine bastım. Amk boyuna bosuna bakmadan yerde 5 dk yattı kıvrandı. Dedim nasıl oluyormuş pekekent yani içimden dedim. Sarıyı da yedik tabi amk. Biz karşılık vermeye başlayınca bunlar sindiler iyice. Bizde rahatladık öne falan geçip farkı açtık.
Artık sonlara doğru top bizim sağ kornere doğru sekti. Koştum yakaladım. Top önümde sekiyor bende etrafı kesiyorum pas vermek için. Kimse de kımıldamıyor. Baktım edebiyatçı baskıya geldi üstüme doğru koşuyor. Ben hala bakıyorum biri boşa çıksın da pas vereyim diye. Kimse de tık yok hala. Edebiyatçı da iyice yaklaştı bari uzaklaşsın diye laps diye vurdum. Ayağıma da öyle güzel oturdu ki top. Ama top uzaklaşmadı beyler çünkü edebiyatçının kafasında patladı. Yandım anam diyerek tak çuvalı gibi serildi yere. Bizim takım katıla katıla gülüyor.
5 dkda orada yattı. Zaten maçın son anlarıydı. Baktık kalkacağı yok, bitirdik maçı. 9-5 kazanmıştık. Soyunma odasında seviniyoruz. Tak edebiyatçı girdi kapıdan -tebrikler beyler- banada önce bileğini sonra burnunu gösterdi. Ricrdo edebiyattan kaldın haberin olsun dedi çıktı gitti amk.
Baktım murat bin bin sırıtıyor. Ne diyelim çektik sineye.
Artık finaldeydik ve son rakibimiz zeyneplerin sınıfıydı.