/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +2
    Ece ve Serpil tartışıyordu. Şu iki lavuk vardı ya hani bahsetmiştim biri Serpil'le sevgiliymiş. Ece'de neden söylemedin şimdi çocukların başı belaya girmesin diyordu. (Sinan ayısından ve benden bahsediyordu.) Bak Serpil kendine gel sevgilin var diyordu, bırak çocuğun peşini benim arkadaşımı üzmene izin vermem diyordu. Anladığım kadarıyla Serpil benle olan mevzudan bahsetmişti Ece'de kaşar mısın kızım sen demek yerine kibarca açıklıyordu durumu. Sinirlendim ulan nası bi'kaşarsın Serpil. Sevgilin var ve sen başka adamlara yanlıyorsun dedim içimden.

    Ece çıktı o sırada mutfağın lambasını açtım bardağı elime aldım su doldurdum.

    Ece - Bana söyleseydin getirirdim. dedi gerginliğini belli etmiyordu.

    Ben - Önemli değil çıkmam lazım zaten rayodan aradılar bi'sıkıntı varmış. dedim bi'şey demesine izin vermeden çıktım gittim. Acayip sinirlenmiştim amk.

    Eve geçtim uyudum. iki gün boyunca Ece arayıp durdu açmadım mesajlarına cevap vermedim. Ulan zaten sadece çakışmak için takılıyoruz sevgili gibi davranmana gerek yok Ece'cim. Yazdım en sonunda. Normalde kızlarla konuşurken çakışmak, gibişmek kelimelerini seçmem. O ne amk azıcık kibar olmakta fayda var sonuçta karaköy'den hatun almıyosun amk. Neyse ben böyle yazınca Ece'den hemen cevap geldi. Kırıldım, peki. diye.

    Hala sevgili gibi trip ata dursun Ece kahve koydum ben de. Cevap yazmadım. O sırada telefonum çalmaya başladı. Söve söve telefona doğru giderken Sinan'ın aradığını gördüö. Şaşırdım. Çünkü dünya yanıcak olsa sinan öküzü beni ara kankam diye mesaj atardı sadece. Demek ki önemli bi'durum dedim. Açtım telefonu.

    Ben - Ne var? dedim. Sinan sanki ağzında 5 kiloluk kuzuyu bütün yutmuş gibi konuşmaya çalışıyordu anlamadım amk dediğini bağırdım ''Lan dalyarak ağzında at mı var da konuşamıyosun dediğinden bi'gib anlamadımdiye. Sonra telefonu kapadı. 10 dk sonra mesaj attı.

    Sinan mesajda
    acil gel taksimdeki heykelin ordayım bekliyorum seni kankam.'' yazmıştı. Amk Sinan'a uyuzumdur falan ama vefalı adamdır ne zaman bişi istesem ekgibsiz yapardı ben de vicdan yaptım bastım gittim dediği yere.

    Sinan'ı gördüm hasgibtir. Ne ara suriyeli oldun lan Sinan. iğrenç yeşil bermuda kaprisi yırtık pırtık. Tişörtü yırtık, surat darmadağın. Alt dudağı öyle bi şişmiştiki amk dudakları göz kapaklarının oraya kadar gelmiş amk. Araya pipet koymasak hava alamıcak gibi amk. içim acıdı çocuğa zaten kavga etmeyi bilmez yuvarlaya yuvarlaya dövmüşler çocupu amk. Koştum yanına Noldu landedim

    Sinan - Sen gece çıkmışsın kankam. Sabah 10-11 civarı bu Serpil'in arkadaşları geldi. (Ulan dudakları zaten yarma gibi olan adamın dayak yedikten sonra hiç konuşamaması içimi acıtsa da domuz gibi homur homur yaptıkça da gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Bi'ara nefes alabilsin diye araya pipet sokmak gerektiğini düşündüm amk ehuheueheu)

    Devam etti anlatmaya Sinan - Serpil'in sevgilisiymiş iki çocuklardan bi'tanesi. ismi Murat. Kankam kahvaltı ederken senin de dün burda kaldığını söylediler. Çocuklar sinirlendi diğeri de Ece'ye yazıyormuş zaten kahvaltı da Ece'ye sürekli çok iyisin çok tatlısın falan diyordu. (Bu arada Sinan'ı ara ara susturup nefes alması için yardım ediyorum. Heykelin ordan kaldırdım. Taksiye bindirdim ben de yanına bindim evine zütürürken anlatmaya devam etti.) Ece'yle senin takıldığını Serpil bilerek söyledi tabi. Bunlar sinirlendi iyice sana laf yaptılar bana da bu ayı niye kaldı diyolardı. Bende içerledim durumu amk kızların yanında bana öyle deyince. Hem sana laf yaptılar. Sen bana ayı dersin dalga geçersin ama beni hep kolladın kankam ben de sana olan borcumu ödemek istedim sana huur çocuğu deyince dayanamadım atladım üstüne evde binlerin. Sonra beni bi'dövmeye başladılar kankam. Sıkılırlar diye bekledim. Dayak yemiim daha fazla diye tak çuvalı gibi saldım kendimi yere. Evden zar zor attım kendimi dışarı kankam. Affet bi'gib yapamadım, dövemedim. dedi

    Ağlamaya başladı takside. Öküz ağlarken öyle bi'sarsılıyodu ki taksi sallana sallana gidiyordu. Beynim attı tepeden. Taksiciye sağa çek dedim Sinan'ı eve göndeerdim. binlerin ağzını yüzünü dağıtmazsam asla rahatlayamazdım. Ulan 4 yıl boyunca wing tsun yaptım. Sokakta çok kavga ettim dayak yiye yiye öğrenmiştim amk kavga etmeyi. Acımadan vurarak kırmayı istemediğim için wing tsun öğrendim sırf kolayca kavgadan sıyrılmak için. Ama eskisi gibi kontrolsüzce öfkelenmiştim. ikisininde kollarını bacaklarını kıracaktım. Bunu isteyerek bilerek ve zevkle yapıcaktım. Yazarken bile sinirlendim amk. Muhtemelen yine kum torbasına gidicem part bitince. Neyse devam edelim. Sinan onlar için kolay lokmaydı ama ikisini de dazır dazır giberdim aynı anda. Hele ki Sinan'ın bana söyledikleriyle iyice sinirlenmiştim. Bana bakıp arap karısının amı gibi şişmiş dudaklarıyla Affet kankam dediği an beynimi gibertircesine dolduruyordu. Yufka yürekli dağ ayısı seni. Benim yüzümden dayak yemiş, iyice sinirlenmiştim. Yıkıp yakmak için yeterli seviyedeydi sinirim.

    Ece'yi aradım hemen.

    Ben - Nerdesin?

    Ece - Serpillerdeyim. Sesi titrek geliyordu. Ağlamıştı anladım.

    Ben - Lavuklar orda mı?

    Ece - Lütfen gelme. derken sesini kes diye bağırdım sonra sakince devam ettim.

    Ben - Şimdi oraya gelicem sen kimseye çaktırmıcaksın. Babamla abimle konuştum de durumu çaktırma. geliyorum Ece geliyorum. O pekekentlerin elini kkolunu kırmak için geliyorum.

    Yürümeye başladım. taksiye bindim tekrar eve doğru yoldayım. Ece'den mesaj geldi. Sitenin bahçesine indik oturuyoruz diye.

    Sitenin kapısının önüne geldim. Bahçedeki demir kapıyı yavaşça açtım...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster