Part-30

az korkmadım değil 2de bir yolun kenarlarına birkaç tabela için bakıyordum (aklımda ne varsa sanki öldürecekler:)) adam farketmiş olacak ki 'şehrin
çıkışındaki bara gidiyoruz' dedi
bar eski kamyoncu konakları gibiydi ama içeri kulüp kartıyla alıyorlardı, ben konuk olarak girdim içeri Leonie nin abisinde ve babasında kart vardı.
kardeşlerinin adını hala bilmiyodum ama Leonie abisinin adının Noah olduğunu söylemişti abisi benden 2 yaş büyüktü babası Jonathan her zaman pokerface
suratı ile dolaşan biriydi yakın ama uzak davranıyordu (nasıl yapıyorsa mk) her zaman bi mesafesi oluyodu 3 büyük boy bira söyledi sanki küçük olanları
giblemiyordu (o zaman hala adlarını bilmiyordum) zaten yaşları da 18 den azdı kesin buraya girmeleri bile belki yasaktı ama ben de boşverdim

masaya 3 koca bardakta ağzına kadar köpüklü bira vardı sohbet için birbirimizi kesiyorduk sonunda Jonathan yani babası başladı konuşmaya
Jon. içemeyecekmisin biranı
o. hayır ben pek sevmem (diyemiyom içince direk sarhoş olurum belki de kusarım diye)
gülümsedi ve manalı bi bakış attı (aklıma babasının bizi takip ettiği gece geldi, o gece içmiştim, hatta kızının ağzından)
Jon. adın neydi
o. Oder
Jon. öğrencisin de mi, istanbul da okuyosun
o. evet efendim (biraz saygı ve yavşaklıkla çözemeyeceğim bir problem yoktur)
Jon. geçen seferde yanında bi çocuk daha vardı neydi adı emran (emran ne la) mı..
o. emrah tı
Jon. ne oldu o çocuğa neden gelmedi senle
o. aslında ben erken geldim burda amcamın yanında kalıyorum o belki orda okulun tatil olduğu zamanda gelir malum onun dersleri biraz zor
Jon. ne okuyosun sen bakalım
o. (la biraz sallamalıydım ama mantıklı da olmalıydı sonrasında da çevirebilmeliydim) ee efendim ben x de tercümanlık okuyorum ve aynı zamanda da uluslarası
ilişkiler okuyorum inşallah sonraki sene halklailişkilere de başlayacağım (ulan daha olmasına 2-3 sene olan şeyi sanki aha bitti bitecek gibi anlatmıştım)
Jon. iyi iyi böyle iyi konuşmayı da okul sayesinde öğrendin de mi
o. evet efendim
Jon. okulun bitince ne yapmayı düşünüyorsun
o. (aslında o konuları hala düşünmemiştim ama ölümüne abartmam gerekiyordu) birçok dil bildiğim için (4 dil biliyodum o zaman daha ama abartmalıydım)
herhangi bir şirkette güzel bir pozisyonu yakalamam zor olmaz diye düşünüyorum, ama eğer olmazsa burada amcamla ve babamlarla çalışırım (amcamın işini
bilmiyordum)
Jon. oh oh iyi.. bak.. açık kaonuşacağım Leonie benim hayatımdaki tek kız tabi Lena nın da ayrı bir yeri var, annesiyle ayrıldık, evlerimiz ayrıydı buraya
beni görmek için geliyordu ama artık başka bir erkek için de geliyor, ne dediğimi anlıyorsun de mi
o. evet efendim (adam kafasını öne uzatmış sanki hemen şimdi dalacakmış gibi duruyordu tırsmıştım ellerimi kucağıma koydum ve en azından kendimi korumaya
aldım)
Jon. şimdii sana soruyorum sen ne için buraya geliyorsun, yani Almanya ya
o. (3.5 3.5 ata ata) kızınız için geliyorum ve onu seviyorum
Jon. (gülümsedi) eminim öyledir, bu arada amcanla konuştum genç (neden söyledi bilmiyorum) babanla da görüşmek isterim bir gün
o. ııığ efendim onlar Türkiye deler buraya gelebileceklerine pek umut vermiyorum
Jon. (elini omzuma attı, sarhoş gülümsemesiyle) biz gideriz o zaman
lan Jonathan ne işler açtın başımıza belki avrupada siz geniştiniz ama bizim orda.. babam beni kürekle kovalayacaktı daha askerlik yapmamışım ne kızı diye
köy meydanında döverdi beni, daha da önemlisi kızı bozdum lan anlatamıcaktım ki ben bozdum diye de (o zaman beni tüm sülale dinlene dinlene döverdi)
e bir gün elbet yapıcaktık ve aile de o çarşafı isteyecekti..(ulan hemen evlendik de gerdeğe girdik yok daha neler)
o. tabiki bekleriz ama önce haber vermeliyim ordakilere aklınızda bi tarih var mı
Jon. amcan köy dedi gidelim köyünüze bu haftanın sonunda
ulan köy olmaz be olmaz
o. tamam efendim
köyümüz eski biryer olduğundan değil (güzel bir köydü gerçekten) köyde hep iş olduğundan gitmek istemiyordum (babam o kadar iş kurmuş parayı kırmış ama
yazları asla köy dışında biryere gitmezdi, tarlada çalışır inek sağardı ve işin saçmalığı köy bizim köy bile değildi dedemler bile köylü değildi anca taa
dedemin dedesinden köyle bir alakamız vardı)
o gece sadece Jonathan la konuştum diğerleri hala biraz mesafeliydi bana, evime de bıraktı adam ben adresi vermeden (tırsmadım değil)
hemen eve girdim amcamla konuşmalıydım..