Part-4
işte her şey başlıyor emrahlarda kalırken (dayısının evinde kalıyorduk) bir gece emrah aklıma girdi ve dışarı çıkalım dedi..
e. şşşt uyanık mısın lan
o. uyuyorum desem inancan mı mk
e. lan çok bunaldım oğlum gel bi dışarı çıkak
o. lan ne çıkması otur oturduğun yerde
e. olum çok sıkıldım çıkmam gerekiyo benim sen kalıyosan kal( pantalonunu giymeye başlamıştı)
o.(ulan gitmesem utanıcam neden utanıcamı ben de bilmiyorum ama ama arkadaşım giderken onun evinde benim yatmam garip gelir diyom kendime sonunda kalktım
ayağa 10 sn esneyerek) tamam lan hadi gidek nere gidecez
e. sokaklar bizi bekler koçum hadi akalım!
o. b.s.g. ya ( gülerek) tamam akarız da dayın ne dicek lan
e. karışma kanka dayım birşey demezz (bin bir gülüşle)
apartmandan çıktık aşşağısı beklediğimden kalabalıktı (3-5 köpek vardı:)) gecenin başında o kadar sıktığımız parfüm deodorant boşa gitti resmen çünkü 5 dk
köpeklerden kaçtık ve daha alexendarplatz a gelmeden sırılsıklam olmuştuk hemen bir taksiye el ettik ve meydana geldik
buraya sabah da çıkmıştım hiç kız düşürülecek bir mekan değildi (yani etrafta hep kitap okuyan inek tipli kızlar vardı bazı turist grupları ve sanki oraya
gelenlere tiksiniyormuş gibi bakan alman teyzeler) ama gece teyzeler yok olmuştu
* kızlar kitap okumuyordu etrafta hala 100lerce kişi vardı ve ortasında da
en az bizim gibi sap bekleyen kızlar..
e. lan görüyon mu
o. kimi
e. şu kızılla yanındakini
o. he gördüm ne olmuş (lan türkçe konuşuyoz kimse anlamıyodur belki ama ben yine cool olmaya çalışıyodum)
e. olum bak onlar da yalnız belki bi kahve felan ısmarlarız
o. la boş işlerle uğraşma oğlum etraf hans dolu burda 2 kıroya mı bakacakalar
e. la saçmalama almanlar türkleri sever
* (evden çıkarkenki bin gülüşle aynı gülüş)
o. eee tamam o zaman git geliyorum arkandan en azından dilimizi geliştiririz
e. he mal dil için tamam
bu gitti kızların yanına konuşuyo sonra bana doğru döndüler ve gülmeye başladılar (ulan çok kızarmıştım ne demişti duyamıyordum ama kızlar da kızarmıştı
eminim emrah sallıyordu ölümüne) emrah bana gel gel diye işaret etti ulan ben bunu züt etmezmiyim dedim kendi içimden kızlara ne dediğini de bilmiyom
özgüven yerlerde
kızlar ben geldikçe işte hareketlenmeye başladılar (kumral olan başını öne eğip gülümsemeye başlamıştı) hedefi belirlemişti emrah benim yerime anlamalıydım
tabi bu emrah bini kızılı kendine ayırır diye ama kumral da hiç fena değildi
e. hoşgeldin Oder bu Lena(kızılı gösteriyordu) bu da Leonie( kız adını duyunca bi an başını kaldırdı gözlerimiz birbirine kenetleyince tekrar indirdi)
o. (en bin gülümsememi takınıp gülerek) kardeşim alman mı bunlar türkçe bilmezler de mi lan it
e. belçikadan gelmişler kardeşim almanca biliyolar ( gülerek sanki espiri yapmışım gibi yumruklamıştı beni)
ben yardırmaya başladım beyler elimde zaten belli fransızca sözlerim vardı ne biliyorsam (ünivdeki hoca fransızca aşk şiiri okutuyordu Allah razı olsun)
okudum şiirimi en sonunda da Leonie nin elini tuttum yavaşça öptüm
kız gülümsüyordu kafasını da sonunda kaldırmıştı gözleri mavi renkliydi (kumral olmasına ve aydınlanmanın biraz yetersiz olamsına karşın yine de masmavi
gözleri belli oluyordu)
eee bizim emrah kendi kaşınmıştı o ingilizce almanca bi de yarım yamalak japonca (tonlaması bozuk anlayabilir yazabilir ama okuması... aaah.. eğer o okursa
onu kürt sanabilirdiniz:)) emrah bana biraz kinle bakıyordu ingilizce şiir söyle desem bilmez
* almanca da aşk şiiri tutmuyo be zaten kaba bi dil