Eylüle kapıda hazır beklemesini söyleyip anahtarı ona verip çıktık. Kapı arkamızdan kitlendi. Hasan abi cebinde taşıdığı gümüş muştasını taktığında içime güven dolmuştu. Bende 3 liraya aldım çakımı çıkarttım. Kamil mal mal bakıyordu yerde gördüğü ilk sopayı aldı ve sırıttı tipini gondiklediğim. Mahallenin ucuna inip ömür abiyi alıp dönecektik.Ömür abide her türlü silah vardır cibiliyetini sorguladığım(cibiliyet:varoluş demektir) neden korkuyorsa. Yolda ilerliyorduk. Köşeden birinin ayak seslerini duyduk olduğumuz yere çakıldık. Köşeden gelen mahallemizin en büyük abisi harun abiydi. Hasan abinin gözündeki sevinci görcektiniz.Ama sonra harun abinin gözlerindeki vahşeti ve salak salak bağırmasını görünce bizden olmadığını anladık. Bize doğru bir safkan at ruhuyla koşan harun abi karşısında elim ayağım birbirine dolanmıştı. Harun abi yapılı biraz kilolu bir abimizdi.Ve bize yaklaştıkça ben korkuyordum derken. Harun abinin yüzündeki gümüş muştayı gördüm.Ve harun abinin yerde çenesi yamuk şekilde kanlar içinde yatarken ki halini gördüm. Hasan abi tipik bir keko olarak fitnes-taks yapardı. Mahallede fitness salonu vardı mahalleye ait bizim abiler orda takılırdı. Harun abinin yamuk çenesinin kan dolu ağzının yanından geçerken bir şeyler saçmalıyıp sızlıyordu.