Bu olaydan sonra bayrama kadar anlatılacak bir olay olmadı hep aynı şeyler. Bayramda Melis ailesiyle köye gitmişti.

Bayramın bitmesine 2 gün kala görüşebildik. Babası annesi eve çıkmıştı bu da benim yanıma gelmişti. Koşarak atladı kucağıma ne yapacağımı şaşırdım sımsıkı sarılıyordu.

Melis- Çokk özledim seni.

Ben- Birde bana sor.

Kucağımdan indirdim öpüşmeye başladık. Bütün gün gezdik. Akşam olduğunda evine bırakıp eve geçtim ve telefon çaldı. Melis arıyordu. Sesi çok heyecanlı bir şekilde

Melis-Hakan!

Ben- Efendim noldu ?

Melis- Çabuk bizim evin ordaki parka gel çabuk!

Bende baya korktum birşey oldu sandım. Koşarak 15 dakikada falan gittim ve gittiğim mesafe de izmirliler bilir mavişehir koçtaştan bostanlı ile Karşıyaka arasında biryer. Gittim bu salncakta oturmuş yanına gittim hemen.

Ben- Noldu Melis iyimisin ? Neden çağırdın beni böyle ?

Melis yandaki salıncağı gösterdi bir çanta vardı.

Ben- Ee ?

Melis- Babamdan izin aldım bugün sizde kalıyorumm.

Ben sevinçten ne diyeceğimi şaşırdım ağzım açık bakıyorum öyle.

Nasıl izin aldın ?

Mervelere taktiğiyle almıştı iznini.

Sonra gittik bizim eve 15 dakikada gittiğim yolu 40 dakikada döndüm hatta 1 saat.

Eve gittik.

Melis- Ben üstümü değiştiricem. Dikizleme sakın ha. (Diyerek hınzır bir bakış attı)

Bende güldüm çıktı odama değiştirdi üstünü. Pijama giymişti pembe bi şort (şort dediğim dize kadar değil anladınız siz hani mini boyunda) üstünde de sarı dar bi tişört vardı. Bende üstümü değiştirdikten sonra geçtik salona.