Gereksiz tahlille kafanızı yormayayım. Yine o yeşil dolmuşa atladım beyler. Kültürpark’ın (bilen bilir) yanından geçtik. Yarım saat sonra Pelin’lerdeyim. Kapıyı çaldım. Abuzer açtı. Pelin’in kapıyı açmamasına içten içe bozulmuştum. Belli etmemeye çalışarak ieçri girdim. Gözlerim Pelin’i arıyor ama soramıyorum. Pelin’den ilgi beklediğim için aynı zamanda kendime kızıyorum. Ali Amca evde yok. Anneye selam verdim ayaküstü biraz lafladık. Doğru Abuzer’in odaya geçtik.

10-15 dk çalıştık çalışmadık kapı tıkladı. Pelin girdi içeri. Kalçalarını saran siyah eşofmanı. Bol kapüşonlusu, sade kolyesi ve ıslak saçlarıyla büyülüyordu. Yada bana öyle geliyordu. Selaam dedi. Aaa selam Pelin. Hoş geldin Sancar. Naber? Uzun bir afallama bende. ilk defa elini uzatıyor bana. iyidir Pelin, senden? - Bak bugün ders çalışacağız ona göre kaytarmak yok. Peki dedim. Çalışırız.

Abuzer’le beni bıraktı ve odadan çıktı. Aklımı da onunla beraber çıkarttım odadan. Soruları ezberden anlatıyorum. Teog zaten kolaydır. Kafamda Pelin. Ama yalnız değil. Kız arkadaşım (onun ismi de Eda olsun) Eda’yla birlikte.