-
76.
+8sally gitmişti. tam 1,5 ay sonra abd'ye geri dönecektim. annem çok şaşkındı. "daha yeni geldin oğlum nereye böyle" diyordu. babam çok fazla karışmamıştı. "sen nasıl istersen" demişti ve bana annemin olmadığı bir zamanda "bak bu aralar biraz harcamalarına dikkat et. şimdi gidiyorsun o zaman hemen dönme kal biraz gittiğine değsin tamam mı oğlum ?" demişti. ben de fazla harcama yapmaktan nefret eden birisi olarak bunu anlayışla karşıladım ve orada kalmamın sorun olmayacağını da öğrenmiş oldum. michigan'a aktarmalı uçacaktım. önce new york'a gitmiştim. orasıda hayallerimden biriydi. bir gün gezdim orayı, times meydanını falan gördüm, sally'ye attığım selfieleri gönderdim. o da "buraya geleceğin için çok heyecanlıyım bebeğim" demişti. havaalanına döndüm. sonra michigan'a indim. sally beni orada karşılamıştı. çok mutlu olmuştum. uzun bir süre sarıldık çünkü bu kadar ayrı kalmamıştık daha önce. sonra yavaş yavaş evine doğru gittik. bana, beni biraz babasına anlattığını söyledi. aslında her şeyi anlatmış. türkiye'ye geldiğini bile anlatmış. babası onu kandırdığı için biraz kızmış ama sally'de ona isterse kendisine bunlardan bahsetmemiş olabileceğini söylemiş. hayatına bundan böyle karışamayacak yaşta olduğunu hatırlatmış ona falan. babası en sonunda ikna olmuş ve bizi bekliyordu. sally banliyöde oturuyordu. klagib bir amerikan eviydi. evin garajının üstünde amerikan bayrağı vardı. babası kapıyı açmıştı. samimiyetsiz bir şekilde gülüyordu. sally biraz sinirliydi. merhabalaştık ve içeri girdik. ev bayağı bir büyüktü. üst katıda vardı ama biz salondaydık. babası nihayet güzel bir şekilde gülmüştü bana. ben de güldüm. babasıyla aramızdaki muhabbet şöyle oldu. artı o eksi benTümünü Göster
+ demek kızımın erkek arkadaşı sensin.
- evet efendim (yes sir)
+ efendim demene gerek yok. bu resmi dili bırakalım bence ama istersen bay hawkins(soyadı gerçek değil) diyebilirsin.
- peki efendim. ah özür dilerim. peki bay hawkins (burada sally biraz sırıtmıştı).
+ sally uzun süredir birlikte olduğunuzu ve neler yaşadığınızı söyledi. benden habersiz türkiye'ye bile gitmiş (burada gözlerini sally'ye çeviriyor, biraz bekliyor ve konuşmasına devam ediyor). neyse sonuçta kızım mutlu. ben biraz somurtkan biri gibi gözükebilirim ama her daim kızımın hizmetçisiyimdir. kızım için en iyi olanı istiyorum ve sanırım seninle olmaktan mutlu. ailenle bile tanışmış. söylesene baykus-adını doğru telaffuz ediyorum değil mi? (evet bay hawkins)- güzel. söylesene baykus ailen sally ile birlikte olmana ne diyor ?
- her zaman arkamdadırlar bay hawkins.
+ peki sen hayatını nerede devam ettirmek istiyorsun ?
- abd'de kalmayı düşünüyorum. ve mümkünse sally ile birlikte olmak.
+ anladım. pekala. sizin yolunuza çıkmayacağım (oha yemin et diyorum içimden). ama sana söylemek istediğim bir şey var (burada bana iyice döndü ve gözlerimin içine baktı).
genç adam, kızımı üzme.
ben de onun gözlerinin içine bakarak ve net bir şekilde "asla" dedim. sally yere bakıyordu ve hafifçe nefes gülüşü yapmıştı. çok tatlıydı o sırada. babası da kafasını sallayarak çok derin bir nefes aldı ve "teşekkür ederim" dedi. sesi acayip sağlamdı herifin. konuşması zaten film yıldızı gibiydi. adam avukat tabi konuşmasını iyi biliyor. bu arada sally ailemden de biraz bahsetmişti ben gelmeden önce ona. sonuçta türküz bizi arap sanabilir, fanatik müslüman damgası yapıştırabilirdi ama sally istanbul ve ege turundaki fotoğraflarımızı göstermiş ve türkiye'nin modern bir ülke olduğunu anlatmıştı (hep batıda kaldık bilmiyor tabi). babası da 2.kez gülmüştü bana. sonra bize "bir şeyler ister misiniz?" diye sordu. ben cevap vermeden bu akşam evde harika şeyler var siz tv'yi açın ben hemen geliyorum dedi. o akşam, o lüks evde, ışıklandırılmış ve sessiz banliyönün güzel evleri ve mutlu insanların manzarasıyla güzel zaman geçirmiştim. babası açılınca biraz daha kafa bir adam çıktı. suratsızı ara sıra güldürmeyi başarmıştım. sally'nin annesi de geldi tabi onunla da tanışmıştık. kendisi tıpkı benim annem gibi çok sıcakkanlıydı. güzelliğini şüphesiz annesinden almıştı sally. babasının pek katkı verdiğini söyleyemem. sally'nin kulağına "burada mı kalacağım?" diye sormuştum. "tabii ki" dedi. misafir odasında kalmıştım o akşam. ben yatmadan önce annesiyle muhabbet ettim. çok sempatikti. her şeyi konuştuk. güler yüzlüydü ve eğlenceli biriydi. ertesi gün sally beni biraz michigan'da gezdirdi ve 2 gün sonra california'ya geri döndük. artık aramızda hiçbir engel kalmamıştı ve burada çalışacaktık. belkide evleneceğiz(hayaller hayatlar. alttaki notu okuyun bu paragraf bitince) bilmiyorum gençler. 1 ay cali'de kaldıktan sonra artık oturmuş olan ilişkimin rahatlığıyla türkiye'ye döndüm ve şu an bunu yazıyorum. yaz bitiminde cali'ye döneceğim(acaba... ). bir firmayla görüştüm, vizelerimi falan aldım. zaten kızın babası önemli bir avukattı. bana yardım ederdi bir sorun çıksaydı ki çıkmadı. çıkamazdı da zaten çünkü 11 ay orada kalmıştım daha ne ?
peki şu an ne yapıyorum? sally ile her gün skype yapıyoruz. kendisi cali'de ev tuttuğunu ve beni beklediğini söyledi. bunu söylerken gülüyordu ve çok tatlıydı. bunu duyunca acayip mutlu olmuştum. yakında onunla bir daha ayrılmamak üzere beraber olacaktık, yeni ve mutlu bir hayata başlayacaktık ki... alttaki notu okuyun.
2016 önemli notu: son paragraftakilerin hiçbiri gerçekleşmedi. ben ülkemde kaldım. eğitimime devam ettim. çünkü büyük masraflar bunlar. karşılanacak gibi değildi açıkçası.
ve son olarak şunları söyleyeyim. eğer imkanınız varsa amerika'da okuyun. hiç düşünmeyin. orta halli bir aile bu parayı ödeyebilir ve karşılığı mükemmel oluyor. amerika eşsiz bir yer. bu arada hikayemi okuyanlar bana "okudum" şeklinde mesaj atabilir mi çünkü kaç kişinin okuduğunu merak ediyorum. sizi mutlu etmişsem ve kafanızda bu anılarım canlanmışsa bunu lütfen yapın.
beni dinleyen, yazmam için teşvik eden herkese,
teşekkürler
ccc baykus amca ccc
başlık yok! burası bom boş!