-
1.
+19havaalanından çıkınca bi taksiye atladım. öğrenci işleri binasındaki işlerimi halledecektim. ingilizcem iyi olduğu için kayıt ve yurt işlemlerini rahatça yaptırdım. oradaki kadın spor branşı için athletics department'a yani okulun spor müdürlüğüne gitmem gerektiğini söyledi ama önce yurt bölümüne geçtim. çok fazla eşyam yoktu bir bavul bir de laptop çantam falan vardı. oda arkadaşım geldi tanıştık kendisiyle kendisi de benim gibi türktü. türk birisi olacağını biliyordum önceden. adı alper olsun. naber nasılsın nerelisin falan konuştuk bayağı bir. istanbul'dan geliyordu. boyu benimle aynı, 181 civarıydı. iyi bir çocuğa benziyordu. ona ne kadardır buradasın diye sorduğumda bana 1 hafta önce geldiğini ancak 2 yıl önce burada 1 yıllığına bulunduğunu söyledi. ikinci seferiydi bu. tecrübesinden yararlanmak istedim. ülke hakkında, insanlar hakkında çok soru sordum. az çok beklediğim gibi cevaplar aldığımı söyleyebilirim. kendisi spor takımlarında görev almıyordu ama birkaç türk arkadaşı vardı orada. içlerinden sadece biri bizim gibi öğrenciydi. diğerleri orada kendilerine hayat kurmuşlardı. bir yere bağlı olabileceğim duygusuyla kendimi mutlu hissettim ve alper'le vedalaştıktan sonra athletics department'a gittim. orayı bulmam ayrı bir uzun sürdü. sor allah sor. neyse en sonunda buldum. içerisi kalabalıktı ve her ırktan insan vardı. bazılarını bunlar nasıl spor yapacak diye merak ediyordum ama yapıyorlardı çünkü amerikan üniversitelerinde spor olmazsa olmazdır. spor ve akademik eğitim bir gitmelidir. herkes kendi bölümündeydi. bende gittim swimming yani yüzme bölümüne. oradaki adam 2 gün sonra yeni yıl seçmelerinin olacağını söyledi bana. ben de yurt dışından geldiğimi ve spor takımında bulunmamın kurallara aykırı olup olmadığını sordum. kendisi böyle bir engelin bulunmadığını ve takımın içinde görev yapabileceğimi söyledi. gerçi ben 1 yıllığına orada olduğum için yüzmesem de oluyordu. yine de kaydımı yaptırdım. çıkışa doğru ilerlerken 174-175 boylarında, esmer, uzun saçlı ve zayıf bir kız gördüm. unfriended filmindeki blaire'e benziyordu. gerçekten çok güzeldi. onu çıkarken süzüyordum. şöyle bir 20 saniye rahat bakmışımdır. herhalde bakışlarımın ağırlığı üstüne çöktü ve bana doğru baktı. önce bir ufak çaplı şok oldum. tuhaf bir andı ve yere doğru gözlerimi indirdim. kendisi beni büyülemişti. tenis kıyafeti giyiyordu. mavi tenis atleti altına gri kısa tenis şortu. ayakkabıları siyahtı.Tümünü Göster
başlık yok! burası bom boş!