0
kardeşim şimdi sırayla gideyim:
başlamadan önce şunu belirtmek istiyorum ben elbette bir islam alimi falan değilim ama islamı araştırdım islamın içinde bulundum kişiler tanıdım. burada kişilerden kastım sokaktaki çakma müslümanlar değil, islamla yaşayan ve islamı bilen kimseler. Dolayısıyla belli birkaç şey öğrendim ama bilgim yine de kısıtlı. varacağım nokta şu, söylediklerimin pek çoğu benim çıkarımlarım, islama göre yanlış-ekgib-hatalı olabilir, ben yüzeysel olarak sana bunların cevabını bildiğim kadarıyla vermeye çalışacağım ama sana önerim işi gerçekten bilen islamı gerçekten yaşayan biriyle bunları tartışman. ben bu tanımdan oldukça uzağım. sana doğru cevabı onlar verir, sonrasında inanıp inanmamak yine sana kalmış saygı duyarım.
başlayayım:
"Müslümanlar evrenin rastlantı olarak oluşmasına zütüyle gülüyorlar ama Allah diye nasıl oluştuğu bilinmeyen varlığa inanıyorlar."
müslümanlığın fıtratında zütüyle gülmek diye bir şey yoktur zütüyle gülen görürsen rahatlıkla sen böyle mi müslümansın diye suratına vurabilirsin diye düşünüyorum. sen mantıklı şekilde bir fikir öne sürdüğünde sana yapılması gereken "bak kardeşim böyle diyorsun ama işin aslı şöyle" gibi doğru açıklamanın yapılmasıdır. ben ilk enrtymde de yazdığım gibi bu kadar çok rastlantının bir arada bulunmasını mantıklı bulmuyorum, bu rastlantıların olmasını sağlayan bir varlığın olduğuna inanıyorum. peki şimdi O varlık nasıl oluştu diyeceksin, bunu bilmiyorum ve bilen birinin odluğunu da sanmıyorum. Ama sana şunu hatırlatmak isterim biz pek çok şey bilmiyoruz. Bizim algımızın dışında olan sayısız şeyi de bilmiyoruz hem fiziksel hem soyut olarak. Bu yüzden böyle bir şeyin bilinmemesinde bir yanlışlık yok, evrenden önce ne olduğunu nasıl bilmiyorsak O'nun da nasıl oluştuğunu bilmiyoruz bu kadar basit. Peki bilmediğim bir şeye neden mi inanıyorum, çünkü bence tüm bunların bir rastlantı olması ihtimali, birisi tarafından yapılmış olma ihtimalinden çok daha düşük. Her iki ihtimal de objektif olarak bakıldığında uçuk fikirler, tek seferde en fazla 10 km koşabilen varlıklarız biz böyle şeyler bizim için uçuktur. Madem bir uçukluğa inanmak zorundayım, ben yaratıcıya inanıyorum.
Tanrı'nın da olmaması için bir sebep göremiyorum. 5 duyu organımla algılamadım hiç, aklımın içinde bana bir mesaj da bırakmadı bu güne kadar. Ama bu onun olmadığının bir kanıtı değil benim için. Şöyle izah edeyim I-Origins adında efsane bir film vardır öneririm özellikle bilimi seviyorsan. Filmde kızın teki bir hikaye anlatır ki çok hoşuma gitti ve konumuza da uygun:
Solucanlar ışığı algılayamazlar. Onlar için ışık yoktur, 2 duyuları vardır dokunma ve (yanlış hatırlamıyorsam) tatma. Fakat onların ışığı algılayamaması ışığın olmadığının bir kanıtı değildir. Işık onlar için fiziksel olarak yoktur, ama biz ışığın olduğunu biliyoruz.
Tanrı'da aynen böyledir, fiziksel olarak algılayamıyor olmamız O'nun var olmadığının bir kanıtı değildir.
işte bu yüzden kardeşim fiziksel olarak yanımda bulunmamış olması benim O'na inanmamam için bir sebep değil.
ikinci paragrafına gelecek olursak, öncelikle benim de yanlış olduğunu düşündüğüm bir konuyu paylaşmak istiyorum seninle.
Biz insanlar günah ve sevapları, cennet ve cehennemi bilgisayar oyunu gibi canlandırıyoruz kafamızda. Bugün sadaka verdim +90 sevap, çocuğa çikolata aldım +20, gülümsedim +5, finalde 10000 puanı geçsek cennetteyiz modunda herkes. Bunu nereden çıkartıyorsun dersen, bir sahaftan dua kitabı al, "70 DUA GÜCÜNDE SURE" gibi başlıklara sahip dualar/sureler var. Televizyonlarda "BUNU OKUYAN 10 YIL ORUÇ TUTMUŞ GiBi OLUR" başlıklı ayetler var.
Ya buna kim karar veriyor? Saydın mı, ölenden haber mi aldın, evliya mısın peygamber misin nesin sen kimsin de böyle bir bilgiye sahipsin. Ya da şu var, "bunu sorgulama dinden çıkarsın". Ya nerden biliyosun? sanki orada bir buton var "LucaBreil" yazıyor yanında da çıkar diye buton var basıyorlar küt diye çıkıyoruz. Böyle bir saçmalığa inanmıyorum. Ama insanlar bu modda.
Şimdi bunu neden anlattım, senin paragrafını aynen alıyorum atlayabilirsin okumadan:
"... Ben aklımla Tanrıyı bulamadım diyelim. Aklım sınırlı olduğu için idrak edemedim. Kurandan feyz alamadım ve hadislere de güvenmiyorum, zaten çoğu uydurulma deniyor.Ama yine de içimdeki vicdan duygusu, merhamet duygusu, akıl-zeka gibi nedenlerden ötürü neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilerek hareket ettim ve kimseye tecavüz etmedim, adam öldürmedim, hırsızlık yapmadım,hak yemedim ve bunları sırf kendi içimden geldi diye yaptım hiçbir kanuni eylemden korkmaksızın.O halde yine yanacak olmam çok saçma değil mi? "
Ben "şunu yapmadın cehennemdesin, şunu yaptın cennettesin" inancında değilim. Evet cehennem var, cennet de var inanıyorum. Ama bu önceki paragrafta anlattığım şekilde şunu yaptın bunu ettin +100 puan aldın hooop cennete gibi değil de, Tanrı'nın bizzat kendi yargılaması sonucunda olacağını düşünüyorum. Senin iyi mi kötü olduğunu O bilir, görür. Ödül mü ceza mı alacağına O karar verir. Ortada belirli kanunlar olduğunu sanmıyorum, kanuna uymayan cehenneme uyan cennete olduğunu da. Tüm bu kararı Tanrı'nın vereceğine inanıyorum dediğim gibi.
Paragrafının sonunda "O halde yine yanacak olmam çok saçma değil mi? " demişsin, sanırım demek istediğimi anlamışsındır buna kimse karar veremez böyle dayatmalara ben de inanmıyorum.
Yine aynen senden alıyorum:
"Ayrıca insana fıtraten Tanrının bazı özellikler yüklediği söyleniyor. Yani vicdan duygusu merhamet gibi şeyler.Şimdi bir insan sırf kanundan korktuğu için kimseye tecavüz etmiyorsa bu ne kadar etiktir? Aynı şekilde birisi sırf Allah'tan korktuğu için sırf cehennemde yanmamak için tecavüz etmiyorsa bu ne kadar etiktir?"
Aslında bu da üst paragrafa verdiğim cevap gibi, yaptıklarının etik olup olmaması sana göre değişir diye düşünüyorum.
Şöyle bir örnek vereyim, sen milyardersin yılda 10 milyar para kazanıyorsun, ben yılda 10000 TL kazanıyorum. Ben kazancımın 1000 lirası ile ihtiyaç sahibine yardımcı oldum. Sen de 1000 lira ile ihtiyaç sahiplerine yardım ettin. Şimdi bu etik mi, pek değil açıkçası. Sen benden yüz kat fazla kazanıyorsan kazancına göre de yükümlülüğün vardır.
1000 tl sadaka benim durumum için kabul edilebilir ama seninki için çok az kalır. (oranlar örnek bu arada)
Diğer sevap ve günahlar da aynen bu şekilde duruma göre değişiklik gösterebilir diye düşünüyorum. Sen bir iyiliği kanundan korktuğun için yapıyorsan ona göre, sırf içinden geldiği için yapıyorsan ona göre bir karşılık alırsın. ikimiz de aynı iyiliği yaparız ama sen kanundan korktuğundan, ben içimden geldiği için yapıyorsam aynı keseye konmayız diye düşünüyorum.
Biraz uzun oldu ama işim gücüm yoktu yazdım. Dediğim gibi bunların pek çoğu benim çıkarımlarım islama göre yanlış olabilir. Ben burada bir müslüman olarak müslümanları temsil etmeye çalışmıyorum sadece senin yazdıklarına kendi mantığımla cevap verdim.
Tümünü Göster