Serbest ticaret! Çalışan sınıfın çıkarına. Korumacı gümrük! Çalışan sınıfın çıkan için. Hücreli
hapishaneler! Çalışan sınıfın çıkarına. Burjuva sosyalizminin ciddi niyetli olduğu son sözdür
bu.
Burjuvazinin sosyalizmi, zaten burjuvaların —çalışan sınıfın çıkarına— burjuva olduklarını
savunmaktan ibarettir.
3. Eleştirel-Ütopyacı Sosyalizm
ve Komünizm
Burada, tüm modern devrimlerde proletaryanın taleplerini dile getirmiş olan yazından söz
etmiyoruz. (Babeuf'ün yazıları vb.)
Genel bir başkaldırı çağında, feodal toplumun yıkılma döneminde, proletaryanın doğrudan
kendi sınıf çıkarını kabul ettirmeye yönelik ilk çabaları, hem proletaryanın kendi
gelişmemişliğinden dolayı, hem de kurtuluşu için ancak burjuva dönemin ürünü olabilecek
maddi koşulların ekgibliğinden dolayı, kaçınılmaz biçimde yenilgiye uğradı. Proletaryanın bu
ilk hareketlerini izleyen devrimci yazın, içerik olarak ister istemez gericidir. Genel bir derviş
kanaatkârlığı ve kaba bir eşitçilik önerir.
Esas sosyalist ve komünist sistemler, St-Simon'un, Fourier'nin, Owen'ın vb. sistemleri,
proletarya ile burjuvazi arasındaki mücadelenin yukarıda belirttiğimiz gelişmemiş ilk
döneminde ortaya çıktılar. (bkz:
Burjuvalar ve Proleterler)
Bu sistemleri bulanlar gerçi sınıf karşıtlığını egemen toplumun kendisindeki çözücü
unsurların etkinliği olarak görüyorlar. Ama proletarya cephesinde hiçbir tarihsel özerk
girişkenlik, ona özgü hiçbir siyasal hareket görmüyorlar.
Sınıf karşıtlığının gelişimi, sanayinin gelişimiyle başa baş yürüdüğü için, onların önünde
proletaryanın kurtuluşunun maddi koşulları da bulunmuyor ve öncelikle bu koşulları
yaratmanın toplumsal yasaları, toplumsal bilimi peşinde gidiyorlar.
Toplumsal faaliyetin yerini onların bulucu kişisel faaliyetlerinin alması gerekiyor, kurtuluşun
tarihsel koşullarının yerini fantezinin alması, proletaryanın sınıf olarak adım adım gelişen
örgütlenmesinin yerini kendi bulup çıkardıkları toplumsal örgütlenmenin alması gerekiyor.
Onlara göre geleceğin dünya tarihi, propagandaya ve kendi toplum tasarımlarının uygulamada
hayata geçirilmesine indirgeniyor.
Tasarımlarında esasen en çok acı çeken sınıf olarak emekçi sınıfın çıkarlarını temsil
ettiklerinin bilincindeler gerçi. Ama proletarya onların gözünde yalnızca en çok acı çeken
sınıf olma özelliğiyle var.
Gerek sınıf mücadelesinin gelişmemiş biçimi, gerekse kendi yaşam konumları, sınıf
karşıtlığının çok üstünde olduklarını sanmaya zütürmüştür onları. Toplumun tüm üyelerinin,
en iyi durumda olanların da, yaşam koşullarını iyileştirmek isterler. Bu yüzden hiç ayrım
gözetmeksizin sürekli toplumun tümüne, hatta özellikle de egemen sınıfa çağrı yaparlar.
Çünkü sistemleri bir anlaşılsa, o sistemin en iyi toplum için en iyi tasarım olduğu kesin kabul
edilecektir onlara göre.