/i/Tespit

  1. 26.
    0
    Alman sosyalistlerinin, kendi iskelete dönmüş "ebedi hakikatler"ine giydirdikleri bu,
    spekülatif tezgahta dokunmuş, sivri zekalı söylem çiçekleriyle süslenmiş, aşk baygını huzur
    çiyleriyle yıkanmış bereketli kisve, mallarının o kesimdeki sürümünü artırdı yalnızca.
    Kendi açısından Alman sosyalizmi, bu bağnaz küçük burjuvazinin tumturaklı sözcüsü olma
    konumunu giderek iyice benimsedi.
    Alman ulusunu, örnek ulus olarak, Alman küçük burjuvazisini de örnek insan olarak büyük
    lâflarla ilan etti. Onun her aşağılığına, tam tersini ifade eden, gizli, yüksek, sosyalist anlamlar
    yükledi. Nihayet komünizmin "kaba yıkıcılığı"na doğrudan karşı çıkarak ve tüm sınıf
    mücadelelerinin üstünde bir tarafsız yücelik taslayarak, çizgisinin son kertesine geldi.
    Almanya'da, sosyalist veya komünist diye ortalıkta dolaşan ne kadar yazın varsa, çok az
    istisnasıyla hep bu kirli, bu cansız yazın alanına girer.[ 7 ]
    2. Tutucu Sosyalizm
    ya da Burjuva Sosyalizmi
    Burjuva toplumunun kalıcılığını sağlamak için bir kesim burjuvazi sosyal sıkıntıları ortadan
    kaldırmaya yardımcı olmak ister.
    Bu çerçevede: ekonomistler, filantroplar, insancıllar, çalışan sınıfların durumunu
    düzeltmeciler, yardımseverler, hayvan korumacıları, ılımlılık örgütçüleri, vardır. En
    çeşitlisinden köşe bucak reformcuları yani. Hatta bu burjuva sosyalizminin bütün bir sistem
    olarak işlenenleri olmuştur.
    Örnek olarak Proudhon'un "Philosophie de la Misäre"ini [Sefaletin Felsefesi —çev.] ele
    alalım.
    Sosyalist burjuvalar, modern toplumun koşullarını isterler, ama o koşulların kendisinden
    kaynaklanan mücadeleler ve tehlikeler olmaksızın. Mevcut toplumu, onu devrimci dönüşüme
    uğratacak ve çözecek unsurlar kesilip çıkarılmış olanak isterler. Burjuvazi olsun ama
    proletarya olmasın. Kendi egemen olduğu dünyayı elbette ki en iyi dünya olarak görür
    burjuvazi. Burjuva sosyalizmi bu iç ferahlatıcı tasarımını yanı ya da tam bir sistem
    oluşturmaya kadar vardırır. Kendisinin sistemlerini gerçekleştirmesini ve bu yeni Kudüs'e
    dahil olmasını proletaryadan talep ederken, aslında ona yalnızca, bugünkü toplumun içinde
    kal ama bu topluma ilişkin nefretlik düşüncelerinden arın, demiş oluyor.
    [Bu] sosyalizmin daha az sistematik ve biraz daha pratik bir ikinci biçimiyse, bu yaşam
    koşullarında şu ya da bu siyasal dönüşümün değil de yalnızca bir tek değişimin, yani yalnızca
    ekonomik koşullarda bir değişimin yararlı olabileceğini kanıtlayarak işçi sınıfının her
    devrimci hareketini sakatlamaya uğraşmıştır. Ama bu sosyalizmin, maddi varoluş koşullarını
    değiştirmek derken düşündüğü, asla ancak devrimci yolla olabilecek burjuva üretim
    ilişkilerinin ortadan kaldırılması değildir, onun düşündüğü, bu üretim ilişkileri zemininde
    uygulanacak, yani sermaye ile ücretli çalışma arasındaki ilişkide hiçbir şeyi değiştirmeyen,
    olsa olsa burjuvazinin egemenliğinin bedellerini azaltıp devlet bütçesini basitleştirecek
    yönetsel düzeltmelerdir.
    Burjuva sosyalizmi kendine uyan ifadeyi, salt konuşan figür durumuna gelmekte bulur ancak.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster