0
uyguladılar. Kendi felsefi saçmalıklarını Fransız aslının arkasına yazdılar. Örneğin para
ilişkilerine yönelik Fransız eleştirisinin arkasına "insan Özünden Feragat" diye yazdılar,
burjuva devlete yönelik Fransız eleştirisinin arkasına da, "Soyut Genelin Egemenliğini
Ortadan Kaldırma" diye yazdılar, vb.
Fransız gelişimlerinin altına böyle felsefi söylemler sokuşturmayı, "Eylemin Felsefesi",
"Hakiki Sosyalizm", "Alman Sosyalizm Bilimi", "Sosyalizmin Felsefi Temeli" gibi
deyimlerle vaftiz ettiler.
Fransız sosyalist-komünist yazını böyle usturupluca iğdiş edildi. Ve bir sınıfın öbür sınıfa
karşı mücadelesini dile getirmek Alman elinde bitirildiği için o Alman, "Fransız tek
yanlılığını" aşmış olma bilincini taşıyordu; hakiki ihtiyaçlar yerine hakikat ihtiyacını,
proletaryanın çıkarları yerine insan varlığının çıkarlarını, hiçbir sınıftan olmayan, gerçekte
bile olmayan, yalnızca felsefe fantezisinin puslu semalarında bulunan genel insanın çıkarlarını
savunuyordu bu bilinç.
Kimseden yardım almaksızın başardığı bu okul ödevlerini öylesine tantanayla ciddiye alıp
öylesine çığırtkanlıkla göklere çıkaran bu Alman sosyalizmi, böylece giderek bilgiç
masumiyetini yitirdi.
Alman burjuvazisinin, özellikle de Prusya burjuvazisinin feodal ve mutlakçı krallığa karşı
mücadelesi, tek kelimeyle liberal hareket, daha büyük ciddiyet kazandı.
Böylece "hakiki" sosyalizmin eline, çok istediği bir fırsat, siyasal hareketin karşısına sosyalist
taleplerini koyma fırsatı verilmiş oluyordu, yani liberalizme karşı, temsili devlete karşı,
burjuva rekabetine, burjuva basın özgürlüğüne, hukukuna, burjuvaca özgürlüğe ve eşitliğe
karşı bilinen lanetleri savurma ve halk kitlesine de bu burjuva hareketinden hiçbir kazancının
olmayacağı, tersine her şeyini yitireceği uyarısını yapma fırsatı. Alman sosyalizmi, ruhsuzca
yankıladığı Fransız eleştirisinin, modern burjuva toplumuna ve ona uyan yaşam koşullarına,
ona göre biçimlenen siyasal kurumlaşmaya dayandığını tam zamanında unuttu; Almanya'da
daha ancak bu ön koşullar için mücadele söz konusuydu.
Alman sosyalizmi, burjuvazinin tehdit edici yükselişine karşı istenen bir korkuluk olarak,
mutlakçı Alman hükümetlerine ve papazlarıyla, okul hocalarıyla, toprak ağalarıyla,
bürokrasisiyle onların bağlaşıklarına hizmet etti.
Aynı hükümetlerin Alman işçi ayaklanmalarına karşı kullandıkları acı tüfek kurşunlarının ve
kırbaç darbelerinin tatlı bir bütünleyicisi oldu.
"Hakiki" sosyalizm, Alman burjuvazisine karşı hükümetlerin elinde böylesine bir silah
olurken, bir o kadar da genci bir çıkan, bağnaz Alman küçük burjuvazisinin çıkarını doğrudan
temsil ediyordu. Almanya'da, 16. yüzyıldan kalan ve o zamandan beri çeşitli biçimlerde hep
ortaya çıkan küçük burjuvazi, mevcut durumların esas toplumsal temelini oluşturdu.
Onun varlığının korunması, Almanya'da mevcut durumların korunması demektir. Küçük
burjuvazi, burjuvazinin siyasal ve ekonomik egemenliğinde, bin yandan sermayenin
merkezleşmesi sonucu, öbür yandan da devrimci bir proletaryanın ortaya çıkışı sonucu kesin
mahvolmaktan korkan. "Hakiki" sosyalizm onun için her iki kuşu birden vuracak taş olanak
göründü. Salgın hastalık gibi yayıldı.
Tümünü Göster