0
Tam tersine kadınların bu salt üretim aracı olarak kullanılma durumunu ortadan kaldırmaktır
söz konusu olan, burjuva bunu kavrayamıyor işte.
Kaldı ki bizim burjuvaların, komünistlerde güya var olduğunu iddia ettikleri resmi kadın
ortaklaşalığından böylesine dehşet duymaları son derece gülünç. Kadın ortaklaşalığını
komünistlerin getirmesine hiç gerek yok ki; hemen her zaman vardı o.
Bizim burjuvalar, resmi fuhuş bir yana, çalıştırdıkları proleterlerin karılarına, kızlarına sahip
olmakla da yetinmeyip, asıl kendi karılarını karşılıklı ayartmaktan zevk alırlar.
Burjuva ailesi aslında kadınların ortaklaşalığıdır. Komünistler de olsa olsa kadın
ortaklaşalığının sahtece gizlisine karşılık resmi ve açık yüreklisini getirmek istedikleri
iddiasıyla suçlanmış oluyorlar. Kaldı ki, günümüz üretim ilişkilerinin ortadan kaldırılmasıyla
ondan kaynaklanan kadın ortaklaşalığının da, yani resmi veya gayri resmi fuhuşun da yok
olacağı kendiliğinden anlaşılmaktadır.
Komünistlere ayrıca vatanı, milliyeti ortadan kaldırmak isteme suçu yüklendi.
işçilerin vatanı yoktur. Zaten onların olmayan bir şeyin, alınması da mümkün değil.
Proletarya, önce siyasal iktidarı ele geçirmek, kendini ulusal sınıf düzeyine getirmek, kendini
ulus yapmak durumunda olduğu için, kendisi de ulusaldır hâlâ, ama asla burjuva anlamda
değil.
Halkların ulus olarak ayrışmaları ve karşıtlıkları, daha burjuvazinin, ticaret özgürlüğünün,
dünya pazarının, sanayi üretimindeki tek biçimliliğin ve ona uyan yaşam koşullarının
gelişmesiyle zaten giderek yok olmakta.
Proletaryanın egemenliği bunu daha da yok edecektir. Birleşik eylem, hiç değilse uygar
ülkeler arasında olmak üzere, proletaryanın kurtuluşu için en önde gelen koşullardandır.
Bir bireyin bir başka bireyi sömürmesi ortadan kalktığı ölçüde, bir ulusun da ötekini
sömürmesi ortadan kalkacaktır.
Ulusun kendi içindeki sınıfların karşıtlığıyla birlikte ulusların birbirlerine karşı düşmanca
tutumları da düşer.
Komünizme, dinsel, felsefi ve genel olarak ideolojik bakış açılarından yöneltilen suçlamalar,
daha fazla açıklanmaya değmez.
insanların maddi varoluş koşullarının, toplumsal ilişkilerinin, toplumsal varlıklarının,
onlardaki tasarımları, görüşleri ve kavramları, kısacası insanların bilincini de değiştirdiğini
anlamak için daha derin bir bakışa ihtiyaç var mı?
Fikirlerin tarihi, manevi üretimin, maddi üretimle birlikte değiştiğinden başka neyi kanıtlar?
Bir çağın egemen fikirleri yalnızca egemen sınıfın fikirleri olmuştur.
Tüm bir toplumda devrim yaratan fikirlerden söz edilir; bunu söylemekle yalnızca, eski
toplumun bağrında, yeninin öğelerinin oluştuğu belirtilmiş oluyor, öyle ki, eski toplumsal
ilişkilerin çözülmesi, eski fikirlerin çözülmesini de birlikte getirir.
Tümünü Göster