0
Böylece burjuvazi, kendi ölümünü getirecek silahları yapmakla kalmayıp, o silahları
kullanacak insanları da yaratmıştır —modern işçileri, proleterleri!
Burjuvazi, yani sermaye ne oranda gelişirse, ancak iş buldukları sürece yaşayan ve ancak
emekleriyle sermayeyi artırdıkları sürece iş bulan proletarya da, yani modern işçi sınıfı da o
oranda gelişiyor. Kendilerini parça başı satışa sunmak zorunda olan bu işçiler, herhangi bir
başka ticari eşya gibi bir metadırlar, dolayısıyla rekabetteki tüm değişmelere, tüm pazar
dalgalanmalarına terk edilmişlerdir.
Proleterlerin yaptığı iş, makineleşmenin genişlemesi ve işbölümü sonucu, işçiler için her çeşit
özerk karakterini ve dolayısıyla her çeşit çekiciliğini yitirmiştir. Proleter, kendisinden
yalnızca en basit, en tek düze, en kolay öğrenilebilen bir el hareketi istenen, makinenin bir
eklentisinden ibarettir. Dolayısıyla işçinin maliyeti, hemen yalnızca hayatını ve soyunu
sürdürmesi için zorunlu geçim araçları kadardır. Oysa bir metanın fiyatı, dolayısıyla emeğin
fiyatı[ 4 ] da, o metanın üretim maliyetine eşittir. Bu yüzden işin sevilmezliği arttığı oranda
işçinin ücreti de düşer. Bunun da ötesinde, makineleşme ve iş bölümü arttığı oranda, ister
çalışma saatlerinin artması, ister aynı çalışma süresi içinde istenen işin artması, makinelerin
işleyiş hızının yükselmesi nedeniyle olsun, işin miktarı da artar.
Modern sanayi, babaerkil ustanın küçük atölyesini sanayi kapitalistinin büyük fabrikasına
dönüştürmüştür. Fabrika içine tıkılmış işçi kitleleri askerce organize edilirler. Sıradan sanayi
erleri olarak tam bir astsubaylar ve subaylar hiyerarşisinin denetimi altında tutulurlar. işçiler,
yalnız burjuvazinin ve burjuva devletinin köleleri olmakla kalmaz, her gün ve her saat,
makinenin, postabaşının ve öncelikle de şahsen fabrikatör burjuvanın kendisinin kölesi
durumuna düşerler. Amacının kazanç olduğunu ne kadar açık ilan ederse bu despotluk, bir o
kadar daha aşağılık, tiksindirici ve öfke verici olur.
Kol emeği daha az ustalık ve daha az güç kuvvet ister duruma geçtikçe, yani modern sanayi
geliştikçe, kadın emeği de erkek emeğini o kadar geriye itmektedir. işçi sınıfı için cinsiyet ve
yaş farklarının toplumsal bir geçenliği yoktur artık. Yaşa ve cinsiyete göre maliyeti değişen iş
araçları vardır, o kadar.
işçinin fabrikatör tarafından sömürülmesi, ücretini nakden aldığı anda bitince, bu kez de
burjuvazinin öteki kesimleri, ev sahibi, bakkal, rehinci vb. yüklenir tepesine.
Bugüne kadarki küçük orta kesimler, küçük sanayiciler, küçük tüccar ve rantiyeler, zanaatçı
ve köylüler, tüm bu sınıflar, kısmen küçük sermayeleri büyük sanayiye yetmediğinden büyük
kapitalistlerle rekabet edemedikleri için, kısmen de ustalıkları yeni üretim tarzları karşısında
değer yitirdiği için, proletaryanın içinde bulurlar kendilerini. Böylece proletaryaya, toplumun
her sınıfından katılım olur.
Proletarya çeşitli gelişini basamaklarından geçer. Burjuvaziye karşı mücadelesi, var oluşuyla
başlamıştır.
Kendilerini doğrudan sömüren burjuva kişiye karşı başlangıçta tek tek işçiler, sonra bir
fabrikanın işçileri, sonra da bir bölgenin bir işkolundaki tüm işçiler mücadeleye girer.
Saldırıları yalnızca burjuva üretim ilişkilerine karşı değildir, üretim araçlarına da saldırı
yöneltirler; rekabet halindeki yabancı malları yok ederler, makineleri tahrip ederler,
fabrikaları yakarlar, işçinin ortaçağdaki konumunu yeniden elde etmesi için uğraşırlar.
Tümünü Göster