0
Kanımca, Darwin'in teorisinin doğa bilimlerinde yol açtığı ilerlemelerin aynısına tarih
biliminde yol açmak için yeterli olan bu düşünceye, ikimiz de 1845'ten yıllar önce yavaş
yavaş yaklaşıyorduk. Bu yönde ne kadar yol aldığımı en iyi "ingiltere'de işçi Sınıfının
Durumu" adlı eserim gösterir. Ama 1845 baharında Brüksel'de onunla tekrar görüştüğümde o
bu düşünceye kesin biçimini vermişti ve neredeyse yukarda toparladığım açıklıkta önüme
serdi.
1872 tarihli Almanca baskıya yazdığımız Önsözden şunları alıntılayacağım:
"Son yirmi beş yıl içinde koşullar ne kadar değişmiş de olsa bu 'Manifesto'da geliştirilmiş
genel esaslar, bir bütün olarak bugün de hâlâ tam doğruluğunu korumaktadır. Ayrıntıda şu ya
da bu düzeltmeler yapılabilir. Bu esasların pratikte kullanılışı, 'Manifesto'nun kendisinde de
açıklandığı gibi, her yerde ve her zaman mevcut tarihsel durumlara bağlı olacak ve dolayısıyla
II. Bölümün sonunda önerilen devrimci önlemlere kesinlikle özel bir ağırlık verilmeyecektir.
O pasaj bugün birçok yanıyla başka türlü kaleme alınırdı. Gerek büyük sanayinin son yirmi
beş yıl içinde süren büyük gelişimi ve işçi sınıfının buna koşut ilerleyen parti örgütlenmesi
karşısında, gerekse önce Şubat Devrimi ve daha da fazlasıyla proletaryanın iki ay boyunca
siyasal iktidarı elinde tuttuğu Paris Komünü karşısında, bugün bu program yer yer eskimiştir.
Özellikle Paris Komünü, 'işçi sınıfının hazır devlet aygıtını öylece ele geçirip onu kendi
amaçları için işletemeyeceğini' kanıtlamış bulunuyor. (Bu hususun daha ileri boyutta işlendiği
'Fransa'da iç savaş, Uluslararası işçi Birliği Genel Konseyi'nin iletisi', Almanca baskı, S.1 9'a
bakınız.) Ayrıca, sosyalist yazının eleştirisi de ancak 1847'ye kadarını kapsadığından bugün
için elbette ekgiblidir; aynı şekilde komünistlerin çeşitli muhalefet partilerine karşı konumuna
ilişkin söylenenler (Bölüm IV), bugün bile esasta doğru olmakla birlikte, ayrıntıda günümüz
için yine de eskimiştir, çünkü siyasal durum tümüyle değişmiş ve tarihsel gelişim orada sözü
edilen partilerin çoğunu dünyadan silmiştir."
Buna karşın "Manifesto", üstünde değişiklik yapmaya artık kendimizde hak görmediğimiz bir
tarihsel belgedir."
Sunulan çeviri Marx'ın 'Kapital'inin büyük bir bölümünü çevirmiş olan Mr. Samuel Moore'un
kaleminden çıkmıştır. Çeviriyi beraberce gözden geçirdik ve ben de tarihi göndermeleri
açıklayan birkaç dipnot ekledim.
Londra, 30 Ocak 1888
Friedrich Engels
1890 Almanca Baskıya Önsöz
Daha öncekilerin yazılışından bu yana "Manifesto"nun bir yeni basımını daha yapmak gerekti
ve ona ilişkin burada belirtilmesi gereken pek çok şey oldu.
Vera Zasuliç'in yaptığı ikinci Rusça çeviri 1882'de Cenevre'de yayınlandı; ona önsözü Marx
ve ben kaleme aldık. Ama yazık ki Almanca orijinal metni kayboldu, yani bu çalışmaya hiçbir
şey katmayacak biçimde Rusça'dan tekrar çevirmem gerekiyor. Orada şöyle demişiz:
"'Komünist Parti Manifestosu'nun ilk Rusça yayını, Bakunin'in çevirisiyle altmışlı yılların
başında 'Kolokol' basımevinde gerçekleşti. O zamanlar Batı için bu metnin Rusça yayınlanışı
ancak edebi bir ilginçlik anlamı taşıyordu. Bugün artık böyle bir yaklaşım mümkün değildir.
'Manifesto'nun ilk yayınlandığı dönemde (Ocak 1848) proletarya hareketinin ne kadar sınırlı
Tümünü Göster