/i/Tespit

  1. 1.
    0
    Buna karşın "Manifesto", üstünde değişiklik yapmaya artık kendimizde hak görmediğimiz bir
    tarihsel belgedir. Daha sonraki bir basım belki 1847'den günümüze köprü kuran bir girişle
    birlikte yayınlanır; önümüzdeki basım ise buna zaman bırakmayacak kadar ani oldu.
    Londra, 24 Haziran 1872
    Karl Marx - Friedrich Engels
    1888 ingilizce Baskıya Önsöz
    Manifesto 1848 öncesinin siyasal koşullarında kaçınılmaz olarak gizli örgütlenmiş,
    başlangıçta sadece Alman sonraları ise uluslararası bir işçi birliği olan Komünistler Birliği'nin
    platformu olarak yayınlandı. Marx ve Engels, Birliğin Kasım 1847'de Londra'da gerçekleşen
    kongresinde teorik ve pratik açıdan ekgibsiz bir parti progrdıbının yayınlanmasını sağlamak
    için görevlendirildiler. Almanca kaleme alınan metin, 24 şubat'taki Fransız Devriminden
    birkaç hafta önce, Ocak 1848'de basılmak için Londra'ya yollandı. Bir Fransızca çevirisi 1848
    Haziran Ayaklanması'ndan hemen önce Paris'te yayınlandı. Miss Helen Macfarlane tarafından
    gerçekleştirilen ilk ingilizce çevirisi 1850 yılında, George Julian Harney'in "Red
    Republican"ında Londra'da okuyucuyla buluştu. Manifesto'nun bunun dışında Danimarka ve
    Polonya dillerinde baskıları da yapıldı.
    Proletarya ile burjuvazi arasındaki ilk büyük meydan muharebesi olan 1848 Paris Haziran
    Ayaklanması'nın bastırılması Avrupa işçi sınıfının toplumsal ve siyasal mücadelesini geçici
    bir süre geri plana itti. O zamandan sonra egemenlik için verilen savaş Şubat Devrimi
    öncesinde olduğu gibi mülk sahibi sınıfların farklı kesimleri arasında gerçekleşti; işçi sınıfı,
    radikal burjuvazinin en sol kanadı konumuyla ve siyasal hareket serbestliği için mücadeleyle
    sınırlandı. Kendi başına proleter hareketler, sürdükleri ve yaşam işareti verdikleri yerlerde
    acımasızca ezildiler. Böylelikle Prusya polisi Komünistler Birliği'nin o zamanlar Köln'de
    bulunan Merkez Komitesinin izini buldu. Üyeleri tutuklandı ve on sekiz ay süren tutukluluk
    sonunda Ekim 1852'de mahkemeye çıkarıldılar. Bu meşhur "Köln Komünistler Davası" 4
    Ekim'den 12 Kasım'a kadar sürdü; tutukluların yedisi üç yıldan altı yıla kadar kale hapsine
    çarptırıldılar. Hükümden hemen sonra Birlik, kalan üyeleri tarafından resmen feshedildi.
    Manifesto'ya gelince: hafızalardan silinmeye mahkûmmuş gibi görünüyordu.
    Avrupa işçi sınıfı egemen sınıfa karşı yeni bir saldırı için yeterli kuvveti topladığında,
    Uluslararası işçi Birliği oluştu. Ancak açıkça Avrupa'nın ve Amerika'nın savaşma isteğiyle
    dolu tüm proletaryasını yek vücut hale getirmeyi amaçlayan bu birlik, Manifesto'da dile
    getirilen ilkeleri hemen ilan edemedi. Enternasyonal'in programı, gerek ingiliz sendikalar,
    gerekse Proudhon'un Fransız, Belçikalı, italyan, ispanyol yandaşları ve Almanya'daki
    Lassalle'ciler[ 1 ] tarafından kabul edilebilecek kadar geniş olmalıydı. Bu Programı tüm
    tarafları hoşnut edecek bir biçimde kaleme almış olan Marx, işçi sınıfının, eylem
    birlikteliğinin ve ortak tartışmaların zorunlu sonucu olan entelektüel gelişimine tam bir güven
    duyuyordu. Sermayeye karşı verilen mücadeledeki olaylar ve değişkenlikler, zaferlerden daha
    fazla olan yenilgiler, insanların pek bağlandıkları çeşit çeşit şarlatanlıkların yetersizliği
    hakkında bilinçlenmelerini sağlayıp, onların işçi sınıfının kurtuluşunun gerçek koşullarını
    tamamen kavramalarının yolunu açacaktır. Ve Marx haklıydı. Enternasyonal 1874 yılında
    dağıldığında, işçileri, 1864 yılında kuruluşunda bulduğundan çok farklı bir durumda
    bırakmıştı. Fransa'da Proudhon'culuk, Almanya'da Lassalle'cılık ölmek üzereydi ve tutucu
    ingiliz sendikaları da, çoğunluğu Enternasyonal'le olan bağlarını çoktan koparmış olmalarına
    karşın, geçtiğimiz yıl Swansea'da başkanlarının onlar adına "Kıta sosyalizmi bizim için
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster