+22
iş bulmam lazımdı. çalıştığımın karşılığını alabileceğim bir iş. anneme anlattım derdimi. ana yüreği dayanamaz beyler. konuştu, kabul etmedi babam. elimden bişey gelmezdi. girdim yer yatağıma uyudum. annem sabah kaldırdı beni. daha babam uyanmamıştı. bi terslik olduğunu anlamıştım, sorduğumda yeni işin hayırlı olsun dedi ve güldü. annemi çok nadir gülerken görürdüm. ama içimi ısıtırdı be binler, bir annenin gülüşünden daha güzel ne olabilirdi ki?
sana yağıyla ve zeytinle yaptığım kahvaltıyı hızlıca topladı annem. ayakkabılarımızı giyerken annemin ayakkabıları çarptı gözüme. o an unuttum beyler kendimi, anneme ayakkabı alacaktım (!)
sokağa çıktık, annem elimden tuttu caddeye doğru yürürken. elimi geri çektim hemen. sözde büyüdük ya, birisi görür dalga geçer diye utanıyoruz. ama mahalleden bi huur elimizi tutsa göğsümüz kabarır. annelerinizi üzmeyin beyler. en çok onları özleyeceksiniz.
ben sorsamda annem nereye gittiğimizi söylemedi. sürpriz dedi. biz garibanların sürprizi de böyleydi galiba. sonra fırına girdik. komşumuz Semiha ablayı gördüm. hoşgeldiniz dedi gülerek. Semiha ablayı küçükken çok severdim. Çocuğu olmadığı için benimle çok ilgilenirdi. Ben hala tekstil de çalışıyor sanıyordum. ama ortaokuldan sonra hiç uğramamıştım yanına. yeni iş yerini beğendin mi dedi, beğendim abla dedim. annem kolay gelsin size o zaman dedi ve uzaklaştı.
semiha abla işi anlattı. fırına iki günde bir kamyondan un taşınacaktı ve kasalarla mahallede ki bakkallara ben dağıtacaktım. arta kalan zamanlarda da içeri de yardımcı olacaktım. ben ücreti sormaya utanırken semiha abla günlük 10-15 lira verirler sana dedi. mutluluktan elim ayağım dolaştı be binler. 15 gün çalışsam anneme de kendime de ayakkabı alırım diye düşündüm hemen.
ilk iş günüm ucunda para da olacağı için hızlı geçti. semiha ablayla eve beraber dönecektik. Recep abi bana 10 lira uzattı çıkarken. içimden niye 15 vermedi pekekent diye düşündüm. ama olsun buna da şükürdü. semiha ablaya neden para vermedi diye düşündüm yolda. sonradan anladığım kadarıyla o aylık alıyordu parasını.
eve geldiğimde annem açtı kapıyı. içeriden mis kuru fasulye kokusu geliyordu. dalga geçmeyin binler en sevdiğim yemek napim. babanda gelir birazdan bekle dedi. yarım saat sonra babam geldi. ben ilk iş gününün yorgunluğuyla uzanmıştım. banyoya tuvalete gitti sonra yanıma geldi. nerdeydin bugün dedi, işteydim demek için ağzımı açmaya yeltenmişken tokadı hissettim suratımda. daha kafamı çevirmeden ard arda vurdu tokatları. annem araya girdi kolundan tuttu babamın. babam dönüp anneme tokat attı. beyler o an kelimelerle nasıl tarif edilir bilmiyorum ama, büyük olmayı, babamı tekme tokat dövebilmeyi çok istedim o an
Tümünü Göster