kafamı sol tarafa çevirdim ve.. bir sürü mavi ışın mermilerinin bize doğru geldiğini gördüm hemen deryaya sarıldım ve sırtımı mermilere döndüm mermiler sırtım çarparak yerlere boş bir kovan şeklinde yere düştü ve yerden kayıp oldu. mermilerin etkisiz olduğunu gören şahıslarda fazla sıkmamaları gerektiğini anlamış olacak ki ateş etmeyi kestiler. Hemen arkamı döndüm ve bana bakan 3 metre boylarında demir kasklı demirden üstü (knıghitte karus raguenin taktığı chitin gibi bir üst giymişti) kol taraflarında ise büyük uzun namlulu silahlarla bir şahsiyetti gördüm. (hem mermi işlemiyor, hem zamanı yavaşlatabiliyor, hem de vurduğumu parçalaya) biiyordum bu kadar yeteneğin bende olması daha fark etmediğim yeteneklerinde olduğunun habercisi gibi duruyordu. Şahıs bana “ o bilekliği vermemi aksi taktirde sonumun kötü olacağını “beyan etti. deryaya baktım ve deryaya derya sen şu ağacın arkasına geç ve beni bekle dedim. O da ikilemedi tamam afgantazisi dedi ve ağacın arkasına geçti. Derya ağacın arkasına geçene kadar gözlerimi ayırmamıştım geçriğinde ise gözümü karşımda duran şahısa çevirdim. Ce bilekliğimi istiyorsun o zaman camonnnnn dedim. Ve ellerini yukarı kaldırdı ve aşağıya indirdi. indirir indirmez kollarının altından silahlar çıkmaya başladı. ilkten gözlerim fal taşı gibi açıldı. O an gördüğüm tek şey silahların ucundan çıkan mermi kovanlarıydı merviler ateşlendiğinde ise ortalık yavaşlığa bürünmüştü. Fakat bu sefer yavaşlıkta fayda etmiyordu. Çünkü silahdan çıkan mermiler aralıksız olarak bana doğru geliyordu. Hemen ne yapacağımı düşünmeliydim kafamı sağa sola çevirdim ve gözüme sağ tarafta duran kanalizasyon geldi hemen kapağını bir tutuşta sökmüştüm. Söktüğümde ise mermilerden korunmak iççin sağa sola daireler çizerek şahısa doğru yaklaştım…