Hoşlandığı şeyleri az çok bilirim. Sonuçta en yakın arkadaşımdı o. Sinir olduğu şeyleride bilirdim. Yürü dedim sana bir çikolatalı pasta ısmarlıyayım ama önce açık pastane bulmamız lazım. Ya mert pasta yiyecek durumumu var Allah aşkına dedi. iyi peki dedim yanında bol sütlü kahveyi kaçırdın o zaman sen bilirsin. Hiç cevap vermedi. Harbiden çok üzgündü. Ben saçmaladım biraz güldürmeye çalıştım ama gülmedi. Tepki bile vermedi. Biraz yüzünü güldürmek için uğraştım onunla saçlarını karıştırdım bozdum. Güldürmeye çalıştım arada güldü arada ağladı. Güneşin doğmasına çok az bir zaman vardı. Yürü hadi kalkalım eve gidelim dedim. Hayır burada uyumak istiyorum dalga sesleri eşlik etsin içimin fırtınasına dedi.iyi peki dedim. Burada rahat yatabilecekmisinki diye sordum. Yastığım olursun yatarım dedi . Bunu derken gülmüştü. Sonunda güldün dedim. Uyu tabi ne demek güleceksen bir ömür yastık olurum senin için dedim. Ama inanın en yakın arkadaşım olduğu için konuşuluyordu bu olanlar. Bir sevgili gibi konuşmuyorduk konuşulanlar iki yakın arkadaş gibi konuşuluyordu. Kafasını omzuma koydu. Bende sol elimi sağ omzuna atıp kavradım .Yorgunluğunda verdiği etkiyle hemen uyuyakalmış. işte o an ilk duygularımın başladığı andı. Öyle masum masum uyuyorduki inanamassınız. Öylece yüzünü izledim. Pırıl pırıl sade duru güzel yüzünü izledim.O yüz kendine aşık etmeye yeterliydi zaten. O an kendimi Özkan yerine koydum. Aldatılacak bir kız değildi bu. Ona ilk defa başka bir gözle bakmıştım arkadaş değil dışarıdan bir insan gözüyle. Aşıkmı olmuştum hayır ama etkilenmiştim. Etkilemişti beni o güzelliği.