Küçüklüğümden beri arkeoloji okumak istedim ama kısmet olmadı. Üniversiteye girerken, gerek gelecek kaygısı yüzünden, gerek maaşsız dandik bir iş geleceği olmasından dolayı arkeoloji yazmayıp, uluslarası ilişkiler yazdım. Aldığım derslerin yanında, yan dal olarak arkeoloji dersleri almaya karar verdim. Üniye başladığımdan bu yana, uluslarası ilişkiler derslerine bırak gitmeyi, yanına bile uğramıyordum. O derslerdeki boş zamanlarımı, kütüphanede antik çağları araştırarak geçiriyordum. Bu işin derslerini almakla ne kadar doğru bir iş yaptığımı anladım çünkü ders kitapları ve uygulamalı gösterimler pratik bilgimi geliştirmemde çok yardımcı oluyordu. Gerek Konya Çatalhöyük olsun, gerek Barak ovasındaki kazılara katılmam olsun, bana çok fayda sağlıyordu. Hem kazı yapmayı öğreniyordum hemde tarihin derinliklerine dalmak beni benden alıyordu. Hocamız Sema hanım, tarihe olan yakın ilgimi farketmiş olacakki, benimle çok yakından ilgilenip, her şeyi tek tek gösteriyordu. Sema Hanım, orta boylu, karamel saçlı, 29 yaşında bir bayandı.

Edit : Alın ulan inanmayan oçlar :

http://www.sozcu.com.tr/2..._campaign=HaberlerComCoop