+13
Telefonu kapalıydı beyler. iyice gibilmiş gibi hissetmeye başladım. Hemen evlerine gitmek için çıktım dışarı. Ne hazırlanmıştım ne başka bir şey. Hala okul üniformalarım vardı üzerimde. Biraz da param. Bir dolmuşa binip hızlıca geldim evlerine. Saat erkendi. Evleri müstakil bir evdi. Kimse yoktu evde. Belki de ben görememiştim. Kapıyı hızlıca vurdum. Sinirli değildim ama içimde anlatamadığım bir duygu vardı. Her türlü kötü senaryo vardı aklımda. Yaklaşık yarım saat kapıyı çaldım. O günü unutmuyorum,30 Nisan... Kimse açmadı kapıyı. Merdivenlere oturup ağlamaya başladım. Nefessiz kalıyordum aq, ama durduramıyordum kendimi. Hemen Kaan'ı aradım telefonumdan. Evde olduğunu ve okula gitmediğini söyledi. Gitmiş olsa bile benim için o anda çıkardı okuldan. Hemen yanına gittim, onları bir bir anlattı. Birisinin yanında ağlamazdım beyler, orada da ağlamadım ama gözlerim kıpkırmızıydı. Kaan önemli bir şey olmadığını söyleyip duruyordu. Gerçi o durumda bana basıl bir teselli verebilirdi ki. O gün de okula gitmediğini öğrendim Buse'nin. Bildiğin gibilmiş gibiydim beyler. Boşluktaydım. Eve geçtim. Ağlaya ağlaya, saat sabah 5'e gelirken uyuyakaldım...