/i/Ben

Kendini ifade et !
  1. 351.
    0
    sen kendine farklı kimlik arıyorsun kardeşim ki müslümanlıkta kolay değil zaten şuan türkiyede toplasan %3-5 müslüman varmıdır yokmudur tartışılır bende selefiyim zaten şeriat harici bütün yönetimleri destekliyen,ve şeriatı istemiyen adam allahın dinine karşı gelmiştir yada isteyipte mahmtcu felan olanlarda müşrik olmuşlardır o yüzden müslümanım derken bile kendinde ilim olması lazım sen kendne dediğim gibi bir kimlik arıyorsun bugün müslümanlar nerde diye sorarsanızda size afganistan cecenistan suriye vs. cihad edenleri ve yaşadıkları yerde tebliğ edenleri gösteririm kardeşler hee selefi dışındakileri tekfir etmiyorum allahu alem müslüman vardır ama cogu kişi bilmiyerek şirk koşuyor
    ···
    1. 1.
      0
      Selefi tam olarak ne oluyor kardeş o konu hakkında pek bilgim yok
      ···
    2. 2.
      0
      kardeş şimdi canice gelebilir ama kuran ve sünnet e göre yaşarız biz hamdolsun sofiler tasavvufcular gibi kendimize şeyhlerimizi ilah edinmedik bizde şeyhlik ilim ve takva ile olur mesela şeyhlerden biri usame bin ladin,el maqdisini.vs çeçenistan, afganistan,suriye cihadındaki islamı grupların hepsi selefiidir ehli sünnet yaşarız yani vehhabilik ve selefilik araştır istersen bir kardeşim cünkü allah yolundan başka bir yol yok 80 sene varlık içinde yaşasanda yine giriceğin yer mezar ve usame bin ladinin hayatınıda bir araştır vikipediadan felan
      ···
    3. 3.
      0
      panpa bahsettigim şakirtler :D aman uzak dur böyle ne dedigi belli olmayanlardan :D ve müslümanlıgın kolay olmadıgını savunan müslüman buda sana gelsin

      Ramazan o aydır ki; insanlara kılavuz olan, iyi-kötü ayrımıyla hidayetten kanıtlar getiren Kur'an, onda indirilmiştir. O halde bu aya ulaşanınız onu oruçlu geçirsin. Hasta olan veya yolculuk halinde bulunan, tutamadığı gün sayısınca başka günlerde tutsun. Allah sizin için kolaylık ister; O sizin için zorluk istemez. Tutulmamış olan günleri tamamlamanızı, sizi doğru yola kılavuzladığı için Allah'ı yüceltmenizi ister. Ve sizin şükretmeniz umulmaktadır

      De ki: "Bana vahyolunanlar içinde, bu haram dediklerinizi yiyecek birine yasaklanmış bir şey bulamıyorum. Yalnız şunlardan biri olursa başka: leş, akıtılmış kan, domuz eti -ki o bir pisliktir- Allah'tan başkası adına boğazlanmış bir murdar." Iztırar haline düşen, başkasının hakkına dokunmamak, zorunluluk sınırını da aşmamak şartıyla bunlardan yiyebilir. Çünkü senin Rabbin çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.

      Ey iman sahipleri! Namaza duracağınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedin ve topuklara kadar ayaklarınızı meshedin/yahut yıkayın. Eğer cünüp iseniz iyice temizlenin! Hasta yahut yolculuk halinde iseniz yahut biriniz tuvaletten gelmişse yahut kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız temiz bir toprakla teyemmüm edin: Yüzlerinizi ve ellerinizi ondan meshedin. Allah size zorluk çıkarmak istemiyor. Ancak sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor ki, şükredebilesiniz.

      dikkat et hep allah size zorluk çıkartmak istemiyor diyor daha bunun gibi çok ayet çıkar yani allah dininde zorluk istemiyor hep kolaylık istiyor
      ···
    4. 4.
      0
      tarrak adam zaten müslümanlık kolay demedim müslüman olmak kolay değil dedim maide suresi 44.ayet ve yusuf suresi 40. ayete baksana bi hüküm kiminmiş ve burdaki insanlar siyasi partilere demokrasi çatısı altındaki partile oy attıkları sürece allah azze ve celleye ortak koşmuşlardır islam kolaylıktır müslüman olmak zordur bu kavramı bir anlsaydın bu entryi girmezdi n zaten
      ···
    5. 5.
      0
      Kuran’da açıklanmayan hususların insanların inisiyatifine bırakıldığını daha evvel gördük. Bunlar, insanların, akıllarını çalıştırmalarıyla ve Kuran’ın koyduğu temel prensipleri gözetmeleriyle doldurulmalıdır. Fakat şurası unutulmamalıdır ki insanların bu tercihleri Kuran’ın hükümleri gibi değerlendirilemez. Örneğin belli bir devlet yönetimi veya halifelik gibi uygulamalar, Kuran’ın bir hükmü olarak gösterilemez. Kuran’ın koyduğu hükümler evrenseldir; mekanın ve zamanın değişmesi ile Müslümanlar bu hükümlerden vazgeçemez. Örneğin Kuran’ın bir hükmü olmayan halifelikten vazgeçilebilir, ama Kuran’ın hükmü olan “şura” ve “adalet” gibi yönetimde önemli ilkelerden zamanın ve mekanın değişmesiyle vazgeçilemez. Kuran’da geçen ve yönetimde dikkat etmemiz gereken evrensel bazı ilkeler şunlardır (Bu konuda özellikle şu kitaptan faydalandık: Prof. Dr. Beyza Bilgin, Prof. Dr. Rami Ayas ve diğerleri, islam Gerçeği):



      ŞURA: “Şura” ile, yönetim konusunda ilgili tarafların fikirlerinin alınması ve yürürlükteki yönetimin danışma mekanizmasını kullanması kastedilir.



      Onların iş ve yönetimleri aralarında şura iledir.

      42-Şura Suresi 38



      Allah’tan bir rahmet sayesindedir ki sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba saba, katı yürekli olsaydın, senin çevrenden kesinlikle dağılır giderlerdi. O halde bağışla onları, af dile onlar için, iş ve yönetim konusunda da onlarla şuraya git.

      3-Ali imran Suresi 159



      Ali imran Suresi’ndeki ayetten göreceğimiz gibi “şura” Peygamberimizin bile uygulaması gereken bir kurumdur. O zaman hiç kimse kendisini şura üstü görüp, insanlara danışmaya ihtiyacı olmadığını, keyfince insanları yönetebileceğini söyleyemez. Ayrıca aynı ayetten “şura”nın yumuşaklıkla, merhametle beraber olduğunu; kaba sabalıkla, katı yüreklilikle beraber olmadığını anlıyoruz. “Şura”nın, bir sistem olarak değerlendirildiğinde, cumhuriyet ve demokrasi sistemine yakın yönleri olduğu düşünülebilir. Şunu da unutmamak gerekir ki Kuran’da “şura”nın şekli ve yöntemi gösterilmemiştir. Bu demektir ki şekil ve yöntem zaman ve şartlara göre belirlenecektir. Kaçınılmaz olan şudur; yönetimin ve birlikte yaşamanın her seviyesinde “şura” esastır.



      ADALET: Kuran’ın birçok ayetinden “adalet” ilkesinin önemi anlaşılır. Bu, ikili ilişkilerden yönetime kadar gözetilmesi gereken çok temel Kurani bir ilkedir.



      Ey inananlar! Adalet ve dürüstlüğün tanıkları olarak Allah için kollayıp gözetenler olun. Bir topluluğa kininiz, sizi adaletsiz davranmaya asla itmesin. Adaletli olun. Bu korunup sakınanlar için daha uygundur.

      5-Maide Suresi 8



      Allah sizi din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkartmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez. Allah adaleti ayakta tutanları sever.

      60-Mümtehine Suresi 8



      EMANETiN EHLiNE VERiLMESi: Kuran emanetlerin ehline verilmesini emreder. En önemli emanetlerden biri ise toplumun yönetim kademelerinde yer almaktır. Demek ki bu kademelere becerikli, dürüst, işini iyi bilen kimselerin getirilmesi, Kuran’ın koyduğu temel ilkeler açısından da gözetilmesi gereken bir sorumluluktur.



      Şu bir gerçek ki Allah size emanetleri ehil olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor.

      4-Nisa Suresi 58



      YÖNETiCiLERiN YÖNETiLENLERDEN OLMASI: Müslümanların itaat etmesi gereken yöneticilerin kendi aralarından olması gerektiği de belirtilmiştir. Bunlara “ulul-emr” denilmiştir ki bunlar toplumun yönetiminde emir yetkisini elinde bulunduran kişilerdir. Bunlar Allah’a inanan, Allah sevgi ve korkusunu içinde taşıyan kişiler olursa; tüm toplum bunun hayrını görür. Toplumsal yaşamanın kaçınılmaz olarak bir hiyerarşiyi gerektirdiğini tüm sosyal bilimciler bilir, toplumsal yaşamın kaostan çıkması, toplumsal yönetimin getirdiği bu hiyerarşinin danışma, adalet gibi ilkeleri uygulamasına ve hiyerarşide yönetme pozisyonunda olanların bu vazifeye uygun kişilerden seçilmelerine bağlıdır.



      Ey inananlar! Allah’a itaat edin, Allah’ın elçisine ve sizden olan ulul-emre (yöneticilere) itaat edin.

      4-Nisa Suresi 59





      DiNDE ZORLAMA YOKTUR

      Mezhepçi islam’ı benimseyenlerin, Kuran’la çeliştikleri noktalardan önemli bir tanesi; dini hükümlerin, baskı ve şiddet kullanılarak uygulatılmasını savunmalarıdır. Oysa bu, Kuran’ın birçok ayetine aykırıdır. Bu tutumu yasaklayan ayetlerden biri şöyledir:

      Dinde zorlama yoktur. Gerçek şu ki doğruluk ve sapıklık birbirinden ayrılmıştır.

      2-Bakara Suresi 256



      Kuran, mezarlıklarda okunan, evin duvarında asılı olup rehber edinilmeyen, sözde saygı gösterilen, fakat mezhep kitaplarının açıklamasıyla anlaşılabileceği iddia edilen bir kalıba sokulmuştur. Kuran’ı bu kalıba sokanlar, Kuran’ın “Dinde zorlama yoktur” hükmünü gözardı etmişler; namaz kılmayanlara, oruç tutmayanlara çok şiddetli cezalar öngörmüşlerdir. Din adına sergilenen bu zulümler sonunda bazı kimseler, yanlış adrese giderek bu zulümden kurtulmaya çalışmışlar ve dinsizliğe sığınmışlardır. Böylece “din” adına yapılan zulüm de dinsizlik adına yapılan zulüm de insanların yaratılışına aykırı yollara zütürmektedir. Kuran’ın ortaya koyduğu din, bu iki zulüm yolundan da kurtuluşun reçetesidir.





      PADiŞAHLIK SiSTEMi KURAN’LA UYUŞMAZ



      Kuran yönetim için önemli olan şura, adalet, dinde zorlamanın olmaması, emanetin ehline verilmesi gibi temel ilkeleri belirlemiş; birçok hususu ise kişilerin insafına ve zekasına bırakmıştır. Bu açıdan olaya baktığımızda dünyadaki krallık, padişahlık gibi rejimlerin Kuran’a uygun olmadığını anlarız. Çünkü Kuran emanetin ehline verilmesini ister, bu da devletin yönetiminin en becerikli kişilere verilmesini gerektirir (kadın erkek ayrımı yapılmadan). Oysa padişahlık, krallık gibi sistemlerde yönetim en becerikli ve ehil olana değil, falancanın en büyük erkek evladına veya bir yakınına verilir. Ne yazık ki dine referans vermeyen birçok yönetim, “Dinde zorlama yoktur” ayetine, kadınlarla erkeklerin birbirinin elbisesi olduğunu söyleyen ayete, yönetimde danışmayı ve emanetlerin ehline verilmesini söyleyen ayetlere; islam adına insanları yönetmeye kalkışmış birçok yönetimden daha çok uymuştur.

      Kuran’ın hükümleri ne Sunni şeriatına eşitlenebilir, ne de halifelik diye bir müessese Kuran’da geçer. Bugün insanların “şeriat” denildiğinde anladıkları Kuran’ın anlattığı islam’dan çok Sunniliktir. “Şeriat” kelimesi “yol, tarz, metot” gibi manalara gelir ve Kuran’da hiçbir zaman için dinimizin adı olarak kullanılmaz. Kuran’a göre dinimizin adı “islam”dır. islam dışındaki Şeriat, Sunnilik, Hanefilik, Şiilik, Şafilik, Alevilik tanımlarının inancımıza karşılık kullanılması dinimizden sapmalardır. (Müslüman kelimesi islam ile aynı kökten gelir ve islam olan kişi manasında olduğu için aynı islam gibi doğru bir kullanımdır.) Dinimizin sahibi bir tek Allah, kaynağı bir tek Kuran, Peygamber’i bir tek Hz. muhafazid, ismi ise bir tek islam’dır.

      kaynak: http://www.kurandakidin.com/30-kuran-ve-yonetim/

      sana cevabı başkası versin ben yatıyom siteyide baştan sona kadar oku :D

      hiçbir yerinde seni kadı yönetecek yok halife yönetecek yok ahmet mehmet yönetecek yok dikkat edersen tek gereken kurallara uymak onunda günahı benim degil uymayanların boynuna valla biz oyumuzu uyacak diye verdik ama uymadılar :D
      Tümünü Göster
      ···
    6. diğerleri 3
   tümünü göster