+1
Aradan birkaç gün geçti. Sonunda birkaç geyik avlamayı başarmıştım. Geyikleri kurdun yardımıyla bulup avlıyordum. Geyikleri parçaladıktan sonra çuvallara yerleştiriyordum ve rahatlıkla taşıyabiliyordum.Bir kısmını da kurt için ayırıyordum. Kurt beslediğimi annemlere açıkladığım için pek bir soru işareti kalmamıştı aklımda. Yaklaşık 200 kilo et stoğumuz ve biraz da derimiz vardı.Bir kısmını kasabaya satmaya zütürecektim. Kasaba dağ evine 2 saat yürüme mesafesinde. Tepeden gitmek tercihimdi son olanlardan sonra. Atı hazır ettim ve sabah yola koyulacaktım. Kurt ise gittikçe büyüyor ve korkutucu hal alıyordu.Onu kasabaya zütürmek pek mantıklı olmazdı. Kasabanın girişinde onu boş evlerden birinin içine bağlayacaktım. Sabah oldu ve yola koyulduk. Birkaç saat yol aldıktan sonra kasaba gözüktü. Kasabanın adı isyanocağı, ismini nerden aldigi bilinmiyordu. isyanocağında daha çok yerel halk yaşıyor, çevredeki köylerden ve dağ evlerinden birçok insan pazarda satış yapıyordu.Ben pek tanınan biri olmasam da kasabayı adım gibi ezbere bilirim. Sonunda varmistim.Her zaman ki yerime pazarımı açtım, kurdu bırakmaya karar verdiğim yere bağlamıştım bile. Etleri ayıkladım ve ilk satışımı kasabanın rütbeli koruyucularından birine yaptım.10 altınlık et alıp gitti.
Part 3 sonra.