+48
Aldım Dilek’i dışarı çıkardım. Ne denir bilmiyorum Serhat. Mekanı cennet olsun üzülme dünyanın sonu değil ya. Ailenin sana ihtiyacı var. Beni teselli etmeye çalışıyordu aklınca. Martın ortasında yağmur yağmaya başladı. Belli ki gökyüzü bile durumumuza üzülüyordu babam için ağlıyordu. Akın akın yağıyordu yağmur. Bir binanın en alt katının balkonunun altına girdik durar diye ama durmadı. Dilek hala konuşmaya devam ediyordu. Bende senin çektiğin acıyı çektim dedi. Şaşırdım. Anlatması için döndüm ona. Edeceğim her laf onu üzebilirdi. Hiç bir şey demedim sadece döndüm ve onu dinleyecek pozisyonu aldım. Anlat dedim sadece ne yaşadın anlat. Benimde babam vefat etti dedi. Çok üzüldüm Allah rahmet eylesin dedim. Benimki gibi acı çekerekmi öldü nasıl öldü baban dedim. Gözleri dolmuştu. Bilmem acı çekmiştir herhalde dedi. Nasıl öldü ? dedim. Abime araba aldı o gün çok mutluyduk abimin ilk ehliyet aldığı gündü. Gittik galeriden aldık. Annem ve ben arka koltukta babam ön koltukta abim ise arabayı sürüyordu dedi. Abim kontrolünü kaybetti tamam sus dedim. Ağladı ağlayacak. Abim ve babam dedi. Anlamıştım tamam sus dedim. Başladı ağlamaya orada öldüler dedi. Tamam dedim ağlama aldım kollarımın arasına. Peki ya annen dedim. O iyi değil mi ? O yoğun bakımda kaldı ama kurtuldu bana bir şey olmadı dedi. Bak bunada şükür dedim. Kendi acımı unutmuştum onun acısını yaşıyordum sanki yüreğim sızlıyordu.