+1
eğer din sosyal yaşantıyı düzenleyen emirler buyuruyorsa toplumun sosyal yaşantısıyla çelişebilir. kuran allahın kelamıdır, ne bir ekgib ne bir fazla diyorsan bilimle de çelişir. din eğer, kısasa kısas, cana can mala mal diyorsa adaletle de çelişir. aslına bakacak olursak bütün bunlar -bilim dışında- ahlaki değerlerle alakalıdır ve islam felsefesinin kuran'dan oran veriyorum %80 i de sosyal-ahlaki değerlerle alakalıdır. aslında 1400 sene öncesinin ahlak anlayışıyla kıyasladığımızda çok öğretici, iyiye yönlendiren bir amaçla yola çıkmışken, okuma yazma bilmeyen insanları kurallar çerçevesine sokup alışkanlıklar edinmeye itmişken kendi sınırları içerisinde kendini tekrarlayan, yaşamayan -din de dil de ahlak da insanlar gibi yaşayan, form alan şekillenen şeylerdir- bir hal almış, sonuç da kapı komşumuz ülkelerdeki geri kalmışlık olmuş. dostum inanç dediğin şey, neye inanırsan inan özünde bireyseldir ve dinin temeli de -alim değilim hacı hoca değilim- niyettir. iyi niyette bulunmak için de bilmek, gerçeğe ulaşmak gerekir. belki de cübbeli de iyi niyetlidir de kendince, cahildir biraz.. özellikle islam coğrafyasındaki ülkelerdeki biat kültürü, kabile yaşantısının kalıntıları, modernleşme hareketlerinde yüzlerce yıl geride kalma vs toplumu her türlü olayda bu tip insanların ağzılarının içine bakmaya ittiği için böyle arapsaçı bir durum var. ben tabii bunları kendimce düşünüyorum, yanıldığım yerler vardır, belki baştan aşşağı saçma sapandır ama hiç değilse kendimi akılla-mantıkla açıklamaya çalışıyorum. hacıları hocaları dinleyip de bir yere varamayız.