+1
-1
Başlık: obamaya verdiğim müthiş ayar
Üniversitemin bana sağladığo öğrenci değişim progrdıbını kullanarak öğretimimi amerikada devam ettirmek istiyordum. Dilekçemi verdim, zaten notlarım yüksekti, kabul ettiler beni. Günler haftalar geçti ve uçakla amerikaya gideceğim gün geldi çattı. Benimle gelen arkadaşlarımla güle oynaya bindik uçağa, uçağın tekerleri yere sürtündüğü anda beni bir heyecan bastı. Yavaşça aşşağıya indim, uçağın soğuk kokusundan sonra amerikanın kirli, madafaka kokusunu aldım. Burda büyük şeyler başaracağım diye düşünmeden edemedim. ilk gün bizlere amerikayı gezdirdiler. New yorktaydık.
Ünlü üçgen sokağ, Çin mahallesi, özgürlük anıtı derken yorgunlıktan ebem gibilmişti ancak mutluydum, arkadaşlarımlaydım. Yorgun argın bir şekilde bize ayırdıkları oteldeki odama kendimi attım, hemen uyudum zaten. Diğer gün erkendrn kalktık, daha gezilecek yerler bitmemişti. Central park ta pikniğe gittik ilk olarak. Oturduğumuz yere bir kalabalık ve basın mensupları yaklaşıyordu. Yanımdaki arkadaşlarım da birden ayaklandı ve OBAMA!! Diye bağırarak topluluğun içine daldı. Ben kılımı bile kıpırdatmamıştım. Dalgınlığıma geldi sanırım, telefonumda oyunuma devam ediyordum. Heralde ilgiye yeterince alışmamış ve zütü kalkmış obama benş gördü ve "hey You!" diye bağırdı. Kafamı ağır bir şekilde kaldırdım ve "What You want yo black asshole" diye yanıt verdim. Obama dahil etrafındakiler hayrete düşmüştü. Noluyoh amk diyolardı içlerinden biliyodum ben. Obama sakince get him dedi ve 6 tane iri yarı koruma beni yaka paça yerimden kaldırdılar. Arkadaşlarımdan biri ığlım mılmısn yığee dedi, benim böyle bi arkadaşım var mıydı amk. Neyse beni hapse attılar, tüm geziyi kaçırmıştım amk ya. Neyse hapsimin 5. Gününde obama beni ziyarete geldi, birsürü basın mensupuyla hemde. Beni rezil edecekti huur çocuğu. Ona what You want diye kükredim. 5 gün su içmeyince kükrer gibi çıkmıştı sesim. Obama sakin bir şekilde basın mensuplarına, işte türklerin ne tak olduğunu görebilirsiniz. Biz bu insan azmanlarıyla ittifakta falan değiliz. Işid gibsin bunları dedi ve üstüme doğru tükürdü. Ordaki herkes kahlahalara boğuldu. Bu konuşma hem bana hem de Türk milletinr yapılmış bir hareketti. Sağlam bir ayar vermeliydim. Ordaki gardiyanlardan birine bir arama yapmak istiyorum dedim. Bana bir pislikmişim gibi baktı ama telefonu verdi, çünkü bu benim hakkımdı. Hemen rte yi aradım. Şaka lan şaka rte ye mi kaldık aq. Amerikanın bir eyaletindeki şef amcamı aradım, dedin böyle böyle. Sinirlendi ve yüzüme kapadı telefonu. Bana mı obamaya mı sinitlendi anlamadım ancak 2 gün sonra beni saldılar, beni amcam karşıladı dışarda. Birlikte lanet olası bir bara gittik ve birer bira eşliğinde ona olanları anlattım. Yine sinirlenmişti. Elini sağ omzuma koydu ve o gibik obama'ya gününü göstereceğiz dostum dedi. Garibim amerikan şivesiyle konuşuyordu. Diğer gün ilk işimiz Washington DC'ye gitmek oldu. Beyaz saray'a vardık ve obama ile görüşmek istediğimi söyledim. Önce beni almamak istediler ancak onun beni görmesi gerektiğini söyledim. Şef amcam araya girdi ve sonunda obama'nın odasındaydım. Birsürü kağıdın üstünden bana bakti ve yüzünde bin bir gülümseme oluştu. Ne istiyorsun seni aşşağılık dedi. Sinirle yanına yaklaştım ve ses kaydedicisini aldım, oraya türkçe bir şekilde türklerin çinlilere züt korkusundan çin seddi çektirmesi gibi türk başarılarından bahsettim. Ardından kaydediciyi masaya fırlattım ve just translate it motherfucker dedim. Obama şaşkındı ama arkamdan tükürmeyi ihmal etmedi amk pisliği. Ama amacıma ulaşmıştım, obamaya sağlam bir ayar vermiştim. Diğer gün amcamı da alıp türkiyeye dönme kararı aldık, bu gibik ülkede daha fazla kalamazdık, zaten atılacaktı işinden. Amerika artık züt korkusundan türkyeye bulaşmayacaktı, taa ki bi ergen NATO var gibe gibe yardım edecek diyene kadar.