Kürt ile kürtçü, Türk ile türkçü, cemaat ile cemaatçi birbirlerinden farklı anlamlar ihtiva etmektedir.
Kürt olmak doğıştan gelen bir özellik ve bulunduğu bölgeler itibariyle Türklerle hemen hemen aynı kültürün paydaşlarıdırlar. Ekseriyeti de müslümandır.
kürtçülük ise Kürt için Kürt e rağmen prensibiyle hareket edip ona ne istediğini sormadan, nesebi gayrisahih(yani Kürt bile olmayan) bazı kişi kurum ve kuruluş tarafından yapılan eylemdir. Bunların kültür ve yaşayın bağlamında Türklerle ve Kürtlerle en ufaktan bağları yoktur. Ekseriyeti marksist leninist sol örgütlenmelerin peşinde koşan yezidi veyahut yezidileşmiş kişilerdir.
Türk kızıl almaya (batan güneşe doğru) koşan hak hukuk adalet (adil davranma) düşmana lprku, dosta güven veren boş laf değil her zaman icraat yapan, Peygamber(s.a.v) muştusuna mazhar olmuş bir kavimdir. Türkçü ise genellikle islamdan önce ve Cumhuriyetten sonraki Türk olgusuna kafayı takmış, 1000 küsür senedir Türk-islam şuuruyla dünyaya adalet ve medeniyet getiren atalarını araplaşmakla niteleyen batıdaki Türk olmak tabirinin Müslümanlaşan topluluklara Müslüman oldu demekle aynı tabir ollduğunu bilmeyen nevişahsına münhasır şahıslardır.
Cemaat, islam içerisinde birleşmek ayrılmamak bir önder etrafında tek vücut halinde hareket etmek ve cemaati ahlaki, hukuki,sosyal anlamda en iyi seviyeye getirmek için gerekirse eleştirmekten korkmayacak müslümanların bulunduğu topluluktur.
Cemaatçilik ise her mezhebin kendi içinde belirli küçük topluluklara ayrılması ve önderlerinin her dediğini koşulsuz yapma işlemidir.(bazı cemaatler tenzih edilir)