+1
-2
bu parttan hemen sonraki part
•
o an beynimin acıdan yandığını hissettim beyler.
saf bir acıydı.
çok temizdi.
sadece yaktı içimi,
çok derin yaktı hem de.
o geceyi okumaya devam ettim defterden
"umutluydu be emrem,
benim sana baktığım gibi bakıyordu,
elini tutamadığım gibi çekiniyordu,
saftı.
çok saftı hem de.
sana geldiğimdeki ben gibiydi.
bu çocuk ben gibiydi be emrem.
sana dair hiç bi şeyi yakıştıramadım ona.
senden izler aradım yüzünde ama bulamadım,
senin bende bıraktığın izleri de göremedi o,
sevdi beni.
belki ilerde daha da çok sevecekti.
belki gitsem beklerdi o da benim seni beklediğim gibi,
ama ben seni beklemekten vazgeçmedim emrem.
ordaydım.
çık gel diye bekledim seni.
beni ilk öptüğün yerdeydim.
vakit birazdan o vakit olacaktı.
gelirsin diye gönderdim o çocuğu.
bu bahane bulup gönderdim yanımdan.
sadece ben kaldım o beni ilk öptüğün yerde.
ama sen gelmedin emrem.
o çocuk geldi geri,
koşarak alıp geldiği sularla döndü geri,
ben senin gelmeyeceğinden emin olup kalktım ordan.
peşimden geldi.
saat 03:51'di emrem.
o saat bizim saatimizdi.
bizim için özel olan o an bana sadece acı verirken,
o çocuğa hayat olmuştu belki de.
senden vazgeçmeye çalışacaktım,
ve senden sonra ilk defa bir başkasına adım attım emrem.
sevemeyeceğimi bile bile öptüm onu.
ama senin beni öptüğün gibi olmadı tabi.
deneyeceğim be emrem.
sensiz de ayakta kalmayı deneyeceğim... " yazıyordu.
tarifi var mı beyler.
yok amk.
yok bu dıbına koduğumun acısının tarifi.
yok ilacı.
zaman mı.
zaman sadece köze çevirecekti içimdeki koru.
köz bu saman alevi değil ki.
uzun süre yanacaktı içimde.
boğazım düğüm düğüm oldu lan beyler.
diyemedim hiç bi şey.
hayatımın en özel anında eylül için "o çocuktum, o saf çocuktum" sadece.