-
251.
+7 -1#Tümünü Göster
-murat??? dedim şaşkınlıklar içinde.
anında kapandı telefon.
-kim arıyor? diyerek ezgi geldi içerden.
-murat... dedim
ezgi ufaktan bi panik yapsa da belli etmemeye çalışıyordu.
artık içimde kocaman bir şüphe olduğu için en ufak bir hareketten, mimikten bile kıllanıyor belki de daha önce bakıp da göremediğim şeyleri şimdi daha net görüyordum.
ezgi telefonu eline aldı ve arayana baktı.
-çağdaş aramış. dedi beni yalanlamaya çalışarak.
"vay amk" diyerek içten içe güldüm.
oyun artık çözülmeye başlamıştı.
ve işin garibi artık benim çok da bi şey yapmam gerekmiyordu.
kendi kendine oluyordu ne oluyorsa.
-arayan murat'tı. dedim
-canım saçmalıyorsun, murat'ın ne işi var orda. dedi
-biliyor musun ben de onu merak ediyorum. dedim
ezgi ne yapacağını bilemez haldeydi ama yine de soğukkanlılığını korumaya çalışıyordu.
beni sözleriyle ikna edemeyeceğini bilen ezgi murat'a güvenerek çağdaş'ı aradı geri.
aramayı hoparlöre aldı.
telefon 3-4 kez çaldıktan sonra açıldı.
bu sefer telefondaki ses çağdaş'ın sesiydi.
-çağdaş? dedi ezgi
-efendim. dedi çağdaş.
ezgi'nin yüzündeki rahatlama farkedilmeyecek gibi değildi.
resmen derin bir nefes almıştı.
-sen mi aradın az önce. dedi
-evet, murat'a ulaşamıyordum da, onun için aradım. dedi
-anladım, ben ulaşırsam söyliyim aradığını. dedi ezgi
-tamamdır, sağol, görüşürüz. diyerek kapattılar telefonu
inanmamıştım beyler.
inanmayacaktım da.
daha fazla aptal yerine konmak istemiyordum.
ama belli etmedim hiç bir şey.
yüzümde "allah allah" diyen şapşal bir ifade vardı.
ezgi bu ifadeyi fırsat bilerek murat'ı aradı.
telefon sonuna kadar çaldı ama açan olmadı.
-allah allah, uyuyor mu acaba. dedi kendi kendine söylenerek.
-kesin uyuyordur. dedim uzatmayarak.
bütün neşem kaybolmuştu.
ezgi de farkındaydı bu durumun ama gelmedi üzerime.
simit ve peynirle kahvaltımızı yaptık, sigaralarımızı yaktık.
ama çok konuşmadık.
biraz sonra
-bana müsade. diyerek kalktı ezgi yerinden.
-günler kısaldı da benim mi haberim yok. dedim
-anlamadım. dedi
-hani bugününü bana ayırmıştın ya. dedim
-ofise uğriyim bi, gelirim yine, akşam da barda olucam zaten, en güzel şarkını seç benim için. dedi arsız arsız gülerek.
-merak etme. diyerek karşılık verdim.
ezgi çantasını alıp çıktı evden.
normalde belki bu harekete de kıllanmazdım ama dedim ya adana'da aslı'yla karşılaştığım andan itibaren geçen her saniye şüphe taşıyordu artık benim için.
bi sigara daha yaktım balkona çıkıp.
"her şey güzel olacak ali" dedim kendi kendime..
başlık yok! burası bom boş!