Geniş bir bahçe... Bahçenin etrafı yüksek duvarlar ve duvarlarin hemen onunde yan yana duzenli bir şekilde dikildiği belli olan kocaman ağaçlarla cevriliydi. Ürkütücü ve garip bir yer. Biraz da iç gıdıklayıcı.  Bahçenin ortasinda olimpik bir yüzme havuzu ve havuzun diğer yanında bir tartan pist olduğunu farketti. Saniye bu ne amk dercesine bahceyi izliyordu. Biraz ilerde kocaman bir çadır olduğunu farketti. Çadır okadar büyük ve gosterisliydi ki saniye muayenehaneyi gibtiredip cadira doğru yurumeye başladı... yaklaştıkça çadırdan gelen sesleri duymaya basladi. Merakı iyice azdı. Koşarak gitmeye başladı. Adeta merakinin büyüsüne kapılmış gibiydi. Koştukça slowmotion da göğüsleri zipliyor saçları savruluyordu. Okadar hizli kosuyordu ki yanindan hizla geçtiği muz agaclari ruzgarindan sallaniyor ve olanca meyvesini asagi dusuruyordu. Her yer muza bürünmüştü adeta. Saniye çadıra dogru kosuyor engelleri atlayarak ziplayark ve kayarak geçiyordu. Sonunda çadıra iyice yaklaşmistı. Çadırdan bir panayirdan gelircesine sesler geliyordu. Çadırın bezden olan kapisina doğru geldi.