-
101.
+11 -3#Tümünü Göster
gözlerini kaçırdı.
çenesinden tutarak kendime çevirdim.
hala kafasını geri çekmeye çalışsa da bir erkeği tutarcasına kuvvetli tutuyordum onu.
canının acıması o an aklıma gelecek son şeydi belki de.
-peki aslı, ben kimim, onu söyle bari? dedim
-eee sıktın ama be. diyerek ani ve hiç beklemediğim bir şekilde itti beni.
kurtulmuştu ellerimden.
kaçabilirdi ama yapmadı.
-neler yaşadığımı bilmiyorsun. dedim
belki de dayanamayıp "biliyorum" demek istedi ama caner'in bize doğru yaklaşan sesi böldü aslı'yı.
-sakın gelme peşimden. dedi duvarın köşesine doğru ilerlerken.
-gelicem aslı, bu soruların cevaplarını alana kadar gelicem peşinden, gerekirse bi yalan söyle bana, bi yalan büyüt içimde ama böyle gönderme beni geri, içimdeki bu boşlukta kaybolmama izin verme aslı. dedim
-ben sana hiç yalan söylemedim be ali. dedi
ama öyle bi dedi ki beyler,
o sözler resmen içime işledi.
artık dönüşü olmayan bir yola da girdiğimizi gösteriyordu bu bi kaç kelime.
"ben sana hiç yalan söylemedim be ali.."
beynimde yankılandı bu kelimeler o kısacık anda bir çok kez.
-bana doğruları ver de öyle git o zaman. dedim
-sakın gelme peşimden. dedi arka arka küçük adımlarla duvarı dönmek üzereyken.
-neden gelmiyim ki aslı. dedim
-ölürsün ali. dedi
-peki ben daha önce öldüm mü aslı. dedim
-evet, ben öldürdüm hem de. dedi
caner'in sesi artık çok yakından geliyordu.
belki de duvarın arkasında bir kaç metre ilerdeydi.
aslı artık çok daha sessiz konuşuyordu.
resmen dudaklarını okuyordum.
-gelme ali, yalvarırım, öldürme beni. dedi gözyaşlarıyla.
-cevap vermeden gideceksen durmam burda, gelirim ardından. dedim
-bulucam seni, söz veriyorum. dedi zorla da olsa.
2. kez sormadım lan beyler,
o an orda güvendim ona.
izin verdim gitmesine.
caner'in biraz uzaklaşmasını bekledi bi kaç saniye,
sonra hızlıca çıktı duvarın arkasından.
ardına bakmadan koştu caner'e doğru.
dayanamayarak duvarın köşesinden izledim onu.
caner'e sarıldı.
ama caner'in gözü dönmüş gibiydi,
aslı'yı giblemiyor, hala sağa sola bakınıyordu.
biraz sonra aslı'nın çekiştirmesiyle yürümeye başladılar.
caner hala arkasına dönüp bakıyordu.
eğer beni bulsaydı o elindeki bıçağı muhtemelen zütüme sokacaktı.
bir kaç dakika bekledim olduğum yerde.
ama öncelikli niyetim saklanmak değil az önce duyduklarımı sindirmekti.
konuştuğumuz cümleleri tekrarladım kafamda,
beynime kazıdım hiç unutmamak üzere onları.
biraz sonra çıktım saklandığım duvarın arkasından.
hiç bilmediğim bir sokak arasında yürüyordum ıssıza doğru.
nereye gideceğimi, ne yapacağımı, aslı'nın vermiş olduğu sözü ne zaman tutacağını bilmeden.
cebimden telefonu çıkarttım ve çağdaş'ı aradım.
işimin bittiğini ve gelip beni tarif ettiğim yerden almasını söyledim.
başlık yok! burası bom boş!