-
1.
+1içeri giren Erdinç abiydi, bir şey demez diye duruşumu bozmadan kızla sohbete devam etmek istedim, fakat Erdinç abi kıza yaklaştı ve..
- "naber charly, işler nasıl?" dedi.
+ "iyi abi, her zamanki gibi" dedim gülümseyerek..
içimden nolur bozmasın diyorum.
- "ee sen neden mutfakta değilsin, kasa neden boş?" dedi, ciddi bi soruydu bu..
+ "şey.. abi ben kasadaydım da.. Emre mutfağa gitmişti o ara hesap alıyodum.."
- "ee"
+ "eesi seni gördüm tam kapıya geliyordum sonra arkadaş sendeleyince durmak zorunda kaldım"
- "beni kapılarda karşılamana gerek yok charlycim, bu arada Melek, kızım.."
sıçtık beyler, bu nokta bu hikayenin dönüm noktasıdır. milenyumudur, çağ kapatıp çağ açan istanbul'un fethi gibidir bu nokta..
+ "ha, merhaba Melek.."
x "merhaba.."
- "meleğim sen geç şöyle geliyorum birazdan.. sen niye kapıya geliyodun charly?"
+ "abi bugün bi adam gelip seni sordu sonra Emre ile konuştular onu haber edecektim.."
aslında böyle bi şey yoktu beyler, ben Melek ile karşılaşmak için o kısma yönelmiştim ve Erdinç abiyi görmemiştim, ama o an böyle demek zorunda kaldım. Ayaküstü kırk takla attık yine de yalan söyledik, geçiştirdik, Erdinç abi de sorarım ben Emre'ye diyerek kasanın başına geçti, ben de işimin başına; mutfağa..
Meleğin gözünde düştüm bi kere,
"be.. ben.." şeklindeki cümleyi bilinç altım tamamlamıştı, babasının mekanındaki bi çalışandan başkası değildim.
başlık yok! burası bom boş!