+16
Dinleyen olur insallah ben başlayayım anlatmaya.
Asık olma duygusunu 2 yıl önce 12 Nisan pazar günü saat 21.36 da yitirmiştim. Sevdiceğim, hayat parem Ebrar ile bu ask duygusu içimden gitmişti. Bundan sonra bir daha asık olabileceğimi düşünmüyordum. Kalbimde sadece Ebrar vardı ama o artık yoktu, gitmişti. Okula gidiyordum millet bana hep bir acıma duygusu ile bakıyordu. Haklılardı da. Bazen ben bile kendime acıyordum. 2 sene böyle geçmişti. En yakın arkadasım Sami de başka bir sehire gitmişti. Kendimi çok yalnız hissediyordum Hayatım okul Ev Arasında geçiyordu. Okulda başarılı bir öğrenciydim ama notlarım düşmüştü. Hiçbir şeye odaklanamıyordum her zaman Aklımda o vardı. Gecen 2 yıl belki onu biraz unutmama vesile oldu o da benim vefasızlığım iste ne yapacaksın... Günler aylar böyle geldi geçti. Hayatım çok monoton geçiyordu ta ki sınıfımıza yeni gelen o kıza kadar. Masmavi gözleri, kahverengi sacı, o doğal güzelliği ve o tatlılığı ile ınsanın içine ferahlık veren biriydi Nesibe. Okulumuza yarı dönemde geçiş yapmıştı babası öğretmendi ve tayini buraya çıkmıştı ve Nesibe bizim okula yazılmıştı. Ders Edebiyattı benim en Sevdiğim dersti eskisi kadar tat alamıyordum ama yinede hala seviyordum. Mudur yardımcısı Nesibe ile içeri girdi ve hoca hanım Nesibe Aramıza yeni katıldı ve bundan sonra bu Sınıfta olacak dedi hocamız ise tabi hocam dedi ve Nesibeyi içeri davet etti. Sınıfta 2 yer boştu bir benim yanım bir de en arkadaki Mahmut'un yani. Anladığım kadarıyla arkaya oturmak istemediğinden geldi ve benim Yanıma oturdu. Merhaba ben Nesibe dedi ve o gün bana askı tekrardan hatırlatacak kızla tanışmıştım.
Gençler burada iseniz yorum yapın da bileyim yalnız olmadığımı.