tepenin dibinde büyük taşlar var. tam oturmalık böyle. orda oturup muhabbet eder sigara içeriz. bu arada tam orası şu an çevre yolu oldu.

derken sol taraftan bir kuş geliyor. bağıra çığıra. böyle simsiyah avuç kadar. karga mıdır bilmiyorum tam degil. gözleri simsiyah. sanki 2 karga kapışmış bu diğerini öldürmüş ama ağır yaralı. yüzü filan yaralı. bazı yerlerinde kan var. gerçekte görenin kısmeti kapanır amk o kadar umutsuzluk saçıyor.

tek kuş var havada bu da o. bize doğru geliyor ama nasıl desem böyle bizi uyarıyor gibi. muhatabı da benim sanki bana doğru kavis alıyor uçarken. öyle hissediyorum en azından. neyse yaklaşıyor, sesi tam anlaşılmaya başlıyor. böyle 6-7 harfli bi kelime fakat arapça mı desem. m yle başlıyor. m... sanki böyle dilinin ucunda günlük kullanılan bir kelime sanki ama bir o kadarda yabancıyım. boğazdan bir söylenişi var. kuş sürekli tekrarlıyor aynı şeyi ve gidiyor.

hepimiz dönüp birbirimize bakıyoruz bu rüyayı hayatta unutmam. ben sonra beyler sanki bize bir şeyler anlatıyordu nedir söylediği kelime bilen var mı diyorum. ne kelimesi diyorlar bana sadece pis pis ötüyordu kafayı mı yedin filan diyorlar bana sonra uyanıyorum.