+1
Duyguların nörotransmittler aracılığıyla oluşması durumu ne yazık ki bir yaratıcının olmadığının kanıtı değildir. Dünyada var olan her şeyin bilimle açıklanması mümkündür , belki bugün değil ama bir gün evet. Ancak hepsi belirli bir yasaya bağlıdır. Bu yasalar fizik, kimya ve biyolojide karşımıza çıkan yasalardır. Sığ görüşler yaratıcıyı bilimle çelişir olarak düşünürler. Yaratıcıyı belli kalıplara sokarlar "ol dedi ve oldu" gibi bu nedenle yaratılışçılar kabullenim içerisine girer, ateistler ise reddediş yanılgısına düşerler. Oysa yaratıcı ne sizin ne de teistlerin soktuğu kalıplar gibi değildir. Bambaşkadır. Vücuttaki TCA,Üre giblusunu düşün, daha doğrusu tüm vücudun biyokimyası bir giblus(döngü) şeklindedir. Bu döngünün nasıl başladığına dair bilgilerimiz yetersizdir. Ancak döngü başladıktan sonra her şey yasalara uygun ilerler. işte bizim yaşamlarımız , tüm o doğadaki enerji de böyledir. Bir döngü şeklinde ilerler. Dönüşür ama kaybolmaz. Tıpkı bir madde gibi, tıpkı enerji gibi. Elektrik enerjisi ısı ve ışığa dönüşür ama toplam miktarını korur. işte algılayamadığınız yaratıcı figürü de böyledir. En başta var olan enerji ve madde toplamıdır. Bugün ise dağılmış ve döngüyü oluşturmuştur. Ve hepimiz bu döngüyü tamamladıktan sonra birleşip tekrar döngünün ilk basamağını oluşturacağız.