/i/Soru Cevap

Bilmemek değil başlık açmamak ayıptır...
  1. 101.
    0
    Öbür taraf warmı la
    ···
    1. 1.
      +3
      insan türü evirim sürecinde öz farkındalık konusunda 1. sırada yer almakta bilinen ilk soru sorabilen canlıdır. toplumsal yapısı sayesinde sorularına bulduğu yanıtlar birikim olmaya başlamıştır. tabi dönem dönem kurulan siyasi dini birlikler kimi birikimlerin toplamasını güçleştirse de bu meraklı kuyruksuz maymun asla vazgeçmedi. bugun bütün düşünce yapımızın sadece beynimizden kaynaklandığını biliyoruz. bunu hipokratta söylemişti nöronları bilmediği halde. bazen gerceklere sadece bakarak ulaşabiliyoruz fakat buna bilim denmiyor buna teori bile denmiyor. bilim o gercekleri doğru şekilde sunan birikimdir. bencelere yer vermez. somutluklarla gelişir. insan aklının başarabildiği en iyi şeydir. ve bugun somut kanıtlarla beyinde nöronlarını ne yaptığını inceliyoruz bütün bu duygular kararlar hareketler gördüğümüz duyduğumuz kokladığımız şeyler beynimizdeki nöron havuzunda nasıl bu hale getiriliyor bunu araştırıyoruz. belki nöronlardaki esnek yapıyı bir bilgisayara aktarabilecek kadar ilerlemedik. ama geldiğimiz noktayı da ihmal edemeyiz. verdiğimiz her karar aslında beyinde saniyeler önce başlayan nöron ateşlemeleriyle olusur. bütün düşünceler rüyalar beyinde nöron devrelerinin mükemmel koordine çalışmasıyla olusur. bugun çözümlediğimiz birçok norolojik bulgumuz var. sadece beyin dalgalarındaki verileri kullanarak çalışan yapay eller kollar bacaklar üretebiliyoruz. bir nörolog beyinde hangi noktaların uyarıldığında hangi kas gruplarının kasılacağını biliyor. aynı şekilde frontal lobumuzu karar vermedeki rolu ve içgüdüsel duygularımzıı bastırmadaki rolu oksibital lobul görme wernike alanın kelime secimi broka alanın kelime yorumlama (vs vs aklımageldikçe ekleyebilirm) görevleri olduğu ve ekgiblerinde hangi hastalıkların cıktığı biliniyor. bu bölgelerin özelleklire genelde ekgibliklerinde olusan hastalıklar sayesinde anlaşılıyor.
      bu konuda gerçekten uzunca yazabilirim nöroanatomi ve nöröfizyoloji dersi almış biriyim. okuduğum kaynaklar var ve basitçe anlatmaya çalıştım.
      yani demek istediğim aslında kararları veren o küçük devreler. evet bunu yapacağıma şunu yapıyorum ben karar verdim bu özgür iradedir diyorsanız, aslında olan hayatta yaşadığınız deneyimlerin bütününü irdeliyor beyin ve en mantıklı sonuc için ugraşırken bunları bilinçli yaptığını düşünmeni sağlıyor. aslında bunu anlamanın kolay yolu haytta bilinçsizce yaptığınız şeyleri düşünmek hepsi içerdeki olusturulmuş basit devrelerle olur bu devreler kolayca yeniden şekillenebilir ve bu öğrenmedir. bu devreler mükemmel bi kombinasyona şekillenmeye başlarsa evet buna zeka diyebiliriz öğrendimiz her bilgiyi birbirine bağlayarak işleyen bir beyin ve bunu şizofrene bağlamadan yapan beyin evrimin harika bir sonucudur. bigiblek sürmek, corba içmek çekirdek cıtlatmak istemsizce sövmek cok eski bir anıda hatırlanan olaylar ask konusundaki hisler evet herşey rahatça beyin yapısında açıklanır. sistemin orda olduğunu biliyoruz.
      bütün bunlara ek olarak herhangi 2 atomun belirli şartlarda belirli sıcaklıklarda nasıl bağlar yapacagı ne kadar yakınlıkta birbirlerini nasıl etkilecekleri bellidir evet buna da kimya bakıyor fizik bakıyor. ve bunu daha kompleks hale getirdikçe ki sadece insan için kompleks, yine olaması gereken tek sonucun olduğu açıkca görülür. yani belirlenmiş şartlarda 2 madde her zaman aynı şekilde davranacaktır. her zaman yapılması gerekeni yapar. bu 2 bilgiyi bir bütün haline getirirsek. hayatın domino taşları gibi sıralandığını görebiliriz. ve beynimi etkileyen her şey beynimize yapması gereken şeyleri işler. bunlar bazen bilince ulaşır bazen de soluk alıp verme, kalp atısı, bağırsak hareketi gibi bilince ulaşmadan gerçekleşir. ama şartlar neyse onu yapar. bilim ruh kavrdıbını katmadan istediği konuya açıklık getirebilmiştir.

      yani ben bugün hastanede bir yan odada doğmuş olsaydım bunları yazamaycaktım. ki zaten o patlamada bunların olacağı belliydi. bütün bunlar böyleyken gerçek bir tanrı bizim gibi değersiz varlıklardan secimlerimiz doğrultusunda yargılayacağını söyleyemez. ve en önemlisi bütün duyguların beyinden kaynaklandığı bilinirken tanrının da duygu içeren cümlelerle kendini tanıtması daha büyük bir çelişkidir. o patlamadan eksilecek bir atom bütün evreni farklı hale getirebilirdi bütün buna rağmen bizim bir daha baştan yaratılacak olmamız mı dersin benim hergün düşüncelerimin değişmesimi dersin yoksa bu yazının butunu mu dersin pek de olacak iş değil. insan aklımla bir tanrıyı yetersiz görebiliyorsam sözün bittiği yerdeyiz...

      not: dayanamadım yazdım panpa
      Tümünü Göster
      ···
      1. 1.
        0
        şukuyu hak ettin panpa
        ···
    2. 2.
      +1
      Duyguların nörotransmittler aracılığıyla oluşması durumu ne yazık ki bir yaratıcının olmadığının kanıtı değildir. Dünyada var olan her şeyin bilimle açıklanması mümkündür , belki bugün değil ama bir gün evet. Ancak hepsi belirli bir yasaya bağlıdır. Bu yasalar fizik, kimya ve biyolojide karşımıza çıkan yasalardır. Sığ görüşler yaratıcıyı bilimle çelişir olarak düşünürler. Yaratıcıyı belli kalıplara sokarlar "ol dedi ve oldu" gibi bu nedenle yaratılışçılar kabullenim içerisine girer, ateistler ise reddediş yanılgısına düşerler. Oysa yaratıcı ne sizin ne de teistlerin soktuğu kalıplar gibi değildir. Bambaşkadır. Vücuttaki TCA,Üre giblusunu düşün, daha doğrusu tüm vücudun biyokimyası bir giblus(döngü) şeklindedir. Bu döngünün nasıl başladığına dair bilgilerimiz yetersizdir. Ancak döngü başladıktan sonra her şey yasalara uygun ilerler. işte bizim yaşamlarımız , tüm o doğadaki enerji de böyledir. Bir döngü şeklinde ilerler. Dönüşür ama kaybolmaz. Tıpkı bir madde gibi, tıpkı enerji gibi. Elektrik enerjisi ısı ve ışığa dönüşür ama toplam miktarını korur. işte algılayamadığınız yaratıcı figürü de böyledir. En başta var olan enerji ve madde toplamıdır. Bugün ise dağılmış ve döngüyü oluşturmuştur. Ve hepimiz bu döngüyü tamamladıktan sonra birleşip tekrar döngünün ilk basamağını oluşturacağız.
      ···
   tümünü göster