+1
Çıldıracak gibi oldum. Hızlıca odasına girdim. Gözüm dönmüştü. "Lan noluyor!" dedim, hiç tepkime yok! Ona dokununca, kaskatı oldugunu hissettim. Anneme, "Anne, koş!" dediğim anda, elimi öyle bir tuttu ki kırılıyor sandım. Sonra hırıltılı bir sesle, "Seni öldüreceğim!" dedi ve yere düştü. Sallanıyordu yada titreme gibi birşeydi. Sesi değişmişti. Çıglık mıydı yoksa hırıltı mı, anlayamamıştım.
Annem, koşa koşa içeri girdi. "Ahmet, oglum! Ahmet'im!" Ben, donmuş gibiydim. Sanki ayakta öylece kalmıştım. Annem bana, "Oğlum, tut! Kendine zarar verecek!" diye bağırdıgında kendime geldim. Annemle bile tutamıyorduk sanki kardeşimi. Sonra birden kaskatı durdu. Sanki kilitlenmiş gibiydi. Kafası geriye düşmüş, gözü simsiyaha dönüşmüş gibiydi. Sanki, parmakları dönmüş, kırılmış gibi duruyorlardı. Bir noktaya bakıyordu. Annem, "Dokunma!" dedi ve dua okumaya başladı. O arada bir defter fark ettim. Elime aldım. içini açınca değişik bir yazı stili ile birşeyler yazılı olduğunu gördüm. Sonra, insana ait olamayacak bir sesle Ahmet bana birden, "Sakın dokunma!" diye bağırdı. Defter, elimden düştü. Korkmuştum. Bana saldıracak sandım. Nefes alıp verişi değişmişti. Bana bakıyordu. Gözlerinin beyazlığını fark edemiyordum. Sonra kafasını sağa sola savurmaya ve garip ses yada cığlıkla, "Abi niye baktın, abi niye baktın!" diye habire birşeyler söylüyordu. Birden kaskatı kesildi. Kolunu yavaşca kaldırdı. işaret parmagı ile pencereyi gösterdi. Sonra bana bakarak, "Geliyor, geliyor!" diye ağlamaya başladı. "Ne geliyor, neeeeeeeeeee!" diye bağırdım.
Annem, durmadan sureler okuyordu. Birden, "Allahu ekber, Allahu ekber!" diye hoca ezan okuyunca, kardeşim iyice çıldırdı. Sara kırizine benzer gibi yere düşdü. Sarsılıyordu. Hoca, her "Allahu ekber!"deyişinde kardeşim cığlık atıyordu. Ve bayıldı. Annemle ben, şok içindeydik. "Ne yapabiliriz, ne!" diye düşünmeye başladık. "Babama söyliyelim." dedim. Annem, "Onun inancı yok ki, inanmaz!" "Anne, inanmıyor da bu ne! Hadi göstersin doktorluğunu!" dedim. Çıldıracağım!