+2
3 Sayısı
“Allah’ın hakkı 3'tür”. Küçüklüğümüzden beri duyduğumuz bu söz, 3 sayısının kutsallığı hakkında gereken bilgiyi vermektedir. Hıristiyan toplumda yetişen biri ise kutsal üçlemeden bu sayının kutsallığına aşinadır.[14]
3 sayısı, dini inançlara, mitolojiye ve halk kültürünün birçok alanına sirayet eden önemli sayılardan biridir. “Kapsayıcı sentez” [16] olarak tarif edilen “3”, “başı, ortası ve sonu olan” ilk “gerçek sayı” olarak görülür. ilk geometrik şekil, 3 noktayla işaretlenen ve 3 çizgiyle çizilen “üçgen”dir. Pisagor üçgeni, kozmik anlamda
“gelişmenin başlangıcı” olarak yorumlar. Çünkü dikdörtgen ve altı uçlu yıldız gibi geometrik figürler üçgenden elde edilebilir.[17] “Mükemmellik ve bütünlük sayısı” ve “kesin saymanın üst sınırı” sayılan 3, aynı zamanda “belirsiz çokluğun bir ifadesi” olarak görülür ve “basit yuvarlak bir sayıya çevrilebilir.” [18] Özellikle 3'lü kümeler, “gizemli sayılar”dan çok “yuvarlak sayılar” olarak işlev görür.[9]
3 sayısı, bir sembolik değer olarak baba-anne ve çocuk şeklinde kutsal bir birleşim ve onun sonucu olan çocuğu ifade ettiği gibi beden-can-ruh üçlemesi şeklinde insanı sembolize etmek için de kullanılmıştır. Sembolize edilen üçlü yapı ilk Türk inançlarında gök-yer-yeraltı üçlemesi ve üçlü tanrı düşüncesiyle kutsallık kazanmış; eski Mısır (isis-Osiris-Horus / Anne-Baba-Oğul), Sümer (Anu-Ea,Bel), iran ve Yunan (Zeus-Poseidon-Hades / Gök ve yer-Deniz-Yer altı) mitolojisinde de 3 tanrı formuyla bu yerini korumuştur. Bu tanrı üçlemesi, semavi olan Hıristiyan inancında “Baba-Oğul-Kutsal Ruh” üçlemesine dönüşmüştür.[9][19]
Mitolojik dönemlerde üçlü tanrı şeklinde kendini gösteren üçleme ve 3 sayısı etrafında oluşan değişik sembolik anlamlar, Anadolu’da gelenek ve göreneklerde, inançlarda ve edebi ürünlerde farklı şekillere bürünerek kendini göstermiştir. Anadolu’da çok eski dönemlerden bu yana 3 sayısına kutsal ya da uğurlu kabul edilen birtakım anlamlar yüklenmiş gerek dinî hayatta gerekse günlük yaşamda gerçekleştirilen birtakım pratiklerde 3'ün söz konusu manevî anlamlarından yararlanma yoluna gidilmiştir. Anadolu’nun pek çok köşesinde karşımıza çıkan yatır ve ziyaretler çevresinde 3 kez dönmek, 3 defa okuyup üflemek, muhtelif olumsuzlukları def etmek için tahtaya3 kez vurmak, isteklerin yerine gelmesi için Fatiha’yla beraber 3 ihlas okumak, hastalıklardan korunmak için ocağa 3 kez gitmek vb. uygulamalara sıkça rastlanmaktadır.[9]
Türk mitolojisinde de 3'lü sınıflandırmalar önemli yer tutar. Gök sözcüğünün Şamanizm'de 3 anlam içerecek şekilde kullanıldığı görülmektedir. Altay Şamanının, Tanrı Ülgen’e hitaben söylediği “ulaşılmaz mavi gök”, “erişilmez ak gök” ve “dönen yıldızlı gök” terimlerinin gökyüzünü ve uzayı ifade etmek üzere kullanıldığı ileri sürülür. H. Avni Yüksel, Şaman dininin esaslarına göre âlem; yeryüzü, yer altındaki karanlık dünya ve gökyüzü olmak üzere üç bölümden meydana geldiğinin benimsendiğini belirtir. Ziya Gökalp, “Şamanizm, yukarıdaki semayı önce 3 kat olarak tasavvur etmiştir. Oğuzun sağ kolu 3 oktan oluştuğu için, yukarıdaki semanın 3 oktan olması tabii olarak kabul edilmektedir. Yakutlardaki ateşin üç çeşitten olmasının sebebi de, kâinatın üç bölümden meydana gelmesi yüzündendir.” sözleriyle Şamanizm'de 3'ün kutsal sayılma gerekçelerini açıklar.[19]
Kürt kültüründe 3 sayısı, büyülerde ve önleyici durumlarda gizemli bir sayı olarak karşımıza çıkar. Kürtlerde kurt ağzını bağlama inancında hayvanı kaybolmuş biri, bir bıçak ile din addıbının yanına gider ve din adamı bu bıçağı alır, üzerine 3 kez okuduktan sonra yavaş yavaş kapatır. Böylece kurdun ağzı bağlandığı için kayıp hayvanın doğada 3 gün boyunca emniyette olduğuna inanılır. Hayvan bulunduktan sonra dualarla bıçak açılarak kurdun ağzı çözülür. Bu gelenek, Nahçıvan Türkleri arasında da görülür.[20][9]
Üçgen, Masonların gizli işareti, masonluğun belirtisi olarak görülür. Kendisini “Alegori perdesi arkasına gizlenmiş sembollerle tasvir edilen bir ahlak sistemi olarak” tanımlayan Masonlukta “3”ün özel bir anlamı vardır. Bu yüzden Masonik semboller arasında en sık rastlanan şekillerden biri de “üç nokta”dır. Musevi mistik düşüncesinde b (boaz) j (jakın) g (genese) 3 harf (B.J.G.) üreme, çoğalma, doğuş ve zürriyeti simgeler. iddialara göre, Mısır Piramitlerinin yanlarının üçgen olması mimari tesadüf değildir. Eski Mısır’da eşkenar üçgenin, Tanrı ile Nur’un sembolü oluşunun ve isis-Osiris-Horus üçlemesinin etkili olduğu düşünülmektedir. Mısırlıların mimaride oranlama konusundaki başarıları, sanatsal ifade biçimlerinin hepsinde ortaya çıkmakta ve sayı sembolizmine verdikleri önemi vurgulamaktadır. Bu oranların belli dini kavramları ifade eden anlamlar taşımaları yüksek olasılıktır.[19]
Tümünü Göster