-
10651.
+43 -3*Tümünü Göster
neden sorduğunu merak etsem de muhabbet açmış olmamak için sormadım "neden sordun" diye,
ama hatun dayanamadı, kendi uzattı muhabbeti.
-bi yer soracaktım da. dedi
-üzgünüm. dedim göz ucuyla eylül'ü süzerken.
eylül Micheal Phelps gibi atıyordu kulaçlarını.
ben eylül gelmeden kız gitsin diye dua ediyordum ama hatunun gideceği yok gibi görünüyordu.
-yapraklı koy diye bi yer varmış burda, biliyor musunuz orayı? dedi
-yok. dedim
-çok güzel bi yermiş. dedi
-ne güzel. dedim
konuşmak istemediğimi çok fazla belli etmeme rağmen hatun kafayı koymuştu,
düşürecekti beni.
-her halde şu koyun arka tarafındaymış, biz arkadaşlarla gidicez, sen de gel istersen. demişti ki kız denizden çıkan eylül geldi yanımıza.
-gidelim tabi hayatım, değişiklik olur. dedi "hayatım"ı bastıra bastıra söyleyerek.
niyeti gerçekten davete icabet etmek değil kıza laf sokmaktı.
kız neye uğradığını şaşırdı. garip bi sessizlik oldu.
ben "tamam uzatma" diyen gözlerle baktım eylül'e.
-ee hadi gitmiyor muyuz. dedi eylül kıza sert sert.
kız "manyak mıdır nedir" diye söylene söylene geri gitti arkadaşlarının yanına.
eylül hala kızın arkasından bakıyordu. sonra bana çevirdi bakışlarını ben bıyık altından gülerken.
-kalk hadi eve gidiyoruz. dedi erkek gibi
-niye. dedim kız gibi
-karıyı kızı başımıza topluyorsun. dedi
-ben bi şey yapmadım ki. dedim
-olsun. dedi suçsuz olduğumu bilerek.
uzatamayarak dediği gibi yaptım.
eşyalarımızı toplayıp evin yolunu tuttuk.
bu olay sayesinde barışmıştık ama eylül, hatundan dolayı hala sinirli olduğu için hiç ses etmedim, bulaşmadım eylül'e.. eve geldik, bi şeyler yedik. ufak tefek oynaştık, zaman geçirdik birbirimizle.
-ne sordu o kız sana. diyerek konuyu açtı eylül yine.
-yapraklı koy diye bi yer varmış burda, orayı sordu muhabbet açmak için. dedim
-nerdeymiş. dedi
-şu koyun arkasındaymış. dedim evin balkonundan görünen koyu elimle işaret edip.
-hadi zıpla bakalım. dedi
-nereye. dedim
-yapraklı koya. dedi
-sebep. dedim
-tatile geldik unuttun mu? dedi
ama bu gidişin iyi niyetli bi gidiş olmadığını düşündüğüm için gitme fikrini onaylamadım.
eylül gerçekten yeri merak ettiğine ikna ettiği için beni, nevaleyi toplayıp çıktık evden.
zaten yakın olan koyun taşlıklarını tırmanarak geçtik ve sonunda cennet gibi bir koya, yapraklı koya ulaştık. burda plaj mantığı olmadığı için mecvuren şezlong kiraladık.
şezlonglara uzanıp sefa sürerken ben burda denize nasıl giricem diye düşünüyordum.
denize merdivenle giriliyor, su çok berrak olsa da derin olduğu için dibi görünmüyordu.
eylül dolaşma bahanesiyle beni kayalıkların üzerine çıkarttı. insanlara bakıyorduk.
derken birden suya atladı eylül balıklama. ama atladığı yerden çırpınarak çıktı bi kaç saniye sonra.
önce ne olduğunu anlamasam da sonra eylül'ün batıp batıp çıktığını farkettim.
şaka olamayacak kadar uzun sürmüştü bu batıp çıkmalar.
etrafımdaki insanlara baktım yardım isteyebilmek için ama uzaktaydık.
aklımı kaybetmek üzereydim ki,
daha fazla bekleyemeyerek atladım yüzemeyeceğimden emin olduğum suya... -
-
1.
+2 -1ilk şuku oh amk
-
2.
+1gene 3 :((((
-
3.
0ilk şuku
-
4.
+3Boncuk hikayeyi yazabildigi icin bisi olmamis amma velakin son 1 hafta drdigine gore eyluk bogulacak hasteneye yatirilacak 3 gun surer bunlar kalan gunlaer de acisini anlatir ve biter hikaye diyeyim
diğerleri 2 -
1.
başlık yok! burası bom boş!