+5
...
Servisin güzergahı genelde büyük avm çevrelerinde yaşayan godaman veletlerinin evleriydi. Yoksa ben de mi o zengin binlerinden biri gibi ayda 300 500 lira sırf bina aidatina verilerek oturulabilen binalarda oturacaktım?
Nasıl olacaktı hiç bilmiyordum. Babam maden mühendisiydi doğrudan inşaat işleri falan da vardı ama kendi ailesinden çok kardeşlerine abisine ablasına annesine destek çıkardı. Amcamların arasında okumuş tek kişiydi babam. Bu yüzden babannemin en değerlisiydi. Eve para getiren değerli olur bilirsiniz.
Ama öyle lüks arabalara binebilecek veya rezidanslard oturabilecek bir paramız kesinlikle yoktu. Benim büyüdüğüm mahalle daha çok, müstakil evlerin yıkılmaya başlandığı yerlerine 90lı yıllarda yapılan 4 5 katlı lojman tarzı binalardan oluşuyordu. Ama hatrı sayılır bir derecede müstakil ev kalabalığı vardı. ciksenlerin metropollerine henüz uğramayan toplumdan kopuş, kendi parana bakıp, çekirdek aileye dönüş safhası bizim buralara 2000li yılların başında dahi uğramamıştı. Bir samimiyet vardı hep. Dışarıdan suuu diye bağırırken, çıkan komşu teyzeler kendi çocukları gibi bize su verir, salça ekmek, nadiren çikolatalı ekmek sürerlerdi.
Ben bunları düşünürken ağzımın kenarında buruk bir gülümsemeyle, o zamana kadar bu kadar iyi niyetli insanlarla yaşamış ve kendimi hiç bozmadan bu zamana kadar gelebilmenin mağrur olmayan sevincini yaşıyordum. Sevinçlerimiz bile kibirden uzaktı. O kadar utangaç ve saf kalabilmiştik bütün bina, belki de mahalle olarak. Eğer buralara taşınırsak, ben bu sahte ve ağzında implant dolu gülüşlerin samimiyetine nasıl inanabilecektim ki?
...