+46
-1
*
eylül çocuklar gibi şendi.
hareketlerini görmeniz lazımdı beyler,
sürekli bi şebeklik peşindeydi.
onu öyle görüp de keyifllenmemek imkansız gibi bi şeydi.
ben de kapıldım onun sayesinde tatil büyüsüne.
çarşıya indik.
önce girdiğimiz bi kaç dükyandan çeşit çeşit güneş kremi ve yağı aldık 1 haftalık tatil için.
ne gerek vardı bilmiyordum ama eylül'e göre lazımdı.
bende hiç para kalmadığı için alışverişi tamamladıktan sonra kasanın yakınlarına bile uğramadım.
bitik olduğumu anlayan eylül benden hiç beklemeden cüzdanındaki kredi kartını uzattı.
bildiğim kadarıyla bu kart babasının ek kartıydı ve eylül babası ile konuşmadığı için gurur yapmış, çok zor durumda kalmadıkça uzun süre bu kartı kullanmamıştı.
gerçi bu hareket de bana göre çok saçmaydı.
kredi kartını kullanmıyor ama şirintepe'ye geldiğinden beri eylül annesinden, annesi de kocasından alıyordu parayı.
yani ister kredi kartı kullan, ister annenden al derenin suyu aynı yerden geliyordu.
ama eylül yapmış olduğu gururu tatil ayağına kırmıştı.
50-100 acımadan cekti eylül.
ben girdiğimiz 3. dükyandan alevli olmasa da dandik bi laylon şort aldım idareten.
nasıl olsa bi kaç gün giyip sonra bi köşeye atacaktım.
pahalı bi şey almaya gerek yoktu.
eylül her ne kadar çok ısrar etse de ben "en güzeli bu" diyerek en ucuz olanını almıştım.
eylül ordaki mayoları beğenmedi ve çarşının girişindeki KOM mağazasına doğru yürümeye başladık.
4 katlı bi yerdi.
yaz mevsimi olmasından dolayı içerisi insan kaynıyordu.
ben incecik ipli bikinileri üzerlerine tutup birbirlerine gösteren kadınlardan utanarak içeri girmeye çekinsem de eylül'ün çekiştirmesiyle içerde buldum kendimi.
o da hemcinslerine ayak uydurmuş, onlardan biri olmuştu hemen.
önce sarı bi bikini aldı eline.
sonra "rengi soluk" diyerek bıraktı yerine.
sonra kahve rengi bi bikini alıp gösterdi bana,
ona karşılık tipine hiç bakmadan elime aldığım mayoyu kaldırdım "bu daha güzel bence" diyerek havaya.
eylül'le aramızda soğuk bir savaş başlamıştı adeta.
o bütün bikinilere bense bütün mayolara sevdalanmıştım.
ama sonuç onun istediği gibi olmuştu.
üstü vişne altı siyah bi bikinide karar kıldı eylül.
el kadar şeye 120 lira vemişti.
benim içim acımıştı ama o paraya acımamıştı.. kartı cırt diye çekti yine
bi kaç ıvır zıvır daha aldıktan sonra nihayet alışverişi bitirmiş,
akşamı da etmiştik.
benim için hala çok erkendi ama eylül'ün emrivakisiyle yarın yola çıkacaktık.
nihayet 1 şey de benim istediğim gibi olmuş ege tarafları pahalı olur diye akdeniz'e mersin'e gitmeye karar vermiştik.
ben eylül'ü eve bıraktıktan sonra rüstem abi'den hicazet, cemil ustadan da cep harçlığı almak üzere önce durağa sonra da cemil otoya gittim.
cemil usta sağolsun 1 hafta yetecek kadar para koydu cebime.
döndüğümde ödemek üzere aldım parayı.
eniştemle de görüşüp umut'u doya doya öptükten sonra yarın sabah yola çıkmak üzere erkenden yatağıma uzandım ve gözlerimi kapadım.
ertesi sabah sevdiğim kadınla hayatımın ilk ve en garip tatiline çıkacaktım...
Tümünü Göster