-
1.
+8işte 15 tatil yaklaşırken son günlerde yazılıların bitmesi ve derslerin hocaların raporlu olup gelmemesiyle birlikte boş geçmesi herkesi farklı bir şeye yönlendirdi. abazalar tuvaletlerde 31 çekmeye başladı, sınıfta ki çiftler boş derslerde arkaya geçip oynaşmaya başladı ben ise serhatla takılıyordum sınıfın diğer boş kalan işsiz erkekleriyle maç yapıyorduk. okul böyle monoton bir şekilde ilerlerken, son günlerde şeymayla daha fazla göz göze gelmeye başladık. bende ki hormonların ve yaklaşık 1.5 senedir beslediğim aşkın artık tavan yapmasıyla en arkada serhattan cesaret alıp durmadan şeymayı kesiyordum. geçen senenin aksine bu senenin başlarında çok az göz göze gelirdik. ona bakardım başkasıyla göz göze gelirdik filan ama son günlerde onun da bu tarafa döndüğünü farkettim belki de ben abartıyordum durumu ama tek bildiğim doğru vardı o da çok yalnızdım. bir gün yine öğle arasında serhat yanıma geldi ve konuşmaya başladı:Tümünü Göster
- doktoray kardeşim sana bi şey söylicem ama aramızda sır kalacak. benden duyan ilk kişi sen olacaksın.
- hayırdır kanka ne oldu söyle, söz lan kimseye söylemem
- kanka ben semrayla çıkmaya başladım!
ağzı kulaklarına varıyordu bunu söylerken.
- ne çıkması lan hangi semra olum?
- kanka geçen sene ki semra, eşit ağırlığı seçti ya bu sene.
- haa şu bizim cam güzeli (önceki partlarda söylediğim cam tarafında oturan sınıfın 2-3 güzel kızından biriydi semra)
- evet de aga bundan sonra yengen olur yani biliyon
- ha evet kanka kusura bakma ağzımdan kaçtı hayırlı olsun kardeşim
- eyvallah kanka
Evet. Serhat kız tavlamıştı. bana söyledikten sonra mutlu bir şekilde hızlı adımlarla sınıftan çıkarken ben beni bekleyen daha büyük bir yalnızlığın olduğunu farketmiştim. Serhatında bi sevgilisi vardı artık ve her Allahın günü takılamayacaktık artık. durmadan kızla ilgilenip onla takılacaktı. tabi serhata suç bulmadım. ama içimden de "vay anasını satayım serhat bile manita yaptı ben ne tak yicem" demeden geçemedim. sınıfta herkes yiyişiyordu resmen. hele son günlere doğru kayışı iyice koparmıştı millet. ben ise şeyma ile bakışmalarıma, kesişmelerime devam ediyordum. ertesi gün sabah boş kimya dersinde nöbetçi hoca girmişti derse, herkes takılıyordu kafasına göre. kimyacı son hafta ful rapor almış gelmiyor herif. 15 gün tatil 7 günde kendisi eklemiş. oh kebap! neyse herkes takılırken serhata döndüm. bi baktım telefondan semra ile mesajlaşıyor sıra altında. bi iki muhabbet açayım dedim yok. kendi işiyle ilgileniyor. biraz kırılmakla beraber belli etmedim ve yapacak bişey olmadığını farkettiğimden bende şeyma'ma döneyim bari dedim. yine o güzel çehresiyle arkadaşlarına gülümsüyor konuşuyordu. bi ara ona bakıp hayallere daldım. o kadar derin dalmışım ki bakakalıp zil çaldı bi kendime geldim şeyma bana bakarak gülüyor. hassktir dedim önüme döndüm. arkasında ki çocukta (adı ferit) bana tip tip baktı. Ev okul mahalle şeytan üçgeninde aylak aylak dolanırken bu olaydan 2 gün sonra şeymanın kız arkadaşlarından dilara sabah ben kantinden sınıfa dönerken köşede önüme çıktı.
- Doktoray naber, bi işin var mı?
- ha yok dilara sınıfa gidiyodum bende
- bişe konuşacaktım seninle işin yoksa
- olur müsaitim konuşalım
- tamam öğle arası yanına gelirim.
- tamamdır.
Bu konuşmadan sonra bir sürü senaryo geçti aklımdan. acaba dilara beni mi seviyordu, ona baktığımı mı düşünmüştü? yoksa şeymaya baktım diye arkadaşları bana mı dalacaktı vs. vs. bir sürü şey. Öğle arası geldi çattı.
başlık yok! burası bom boş!