-
9801.
+49 -1*Tümünü Göster
yaşananları anlatmam gereken bi kaç kişi daha vardı ama acelesi yoktu.
önce benim bi sindirmem gerekiyordu olanları.
bildiğim tek şey, güzel günler göreceğimizdi, güneşli günler.
her şey iyi olacaktı, umut büyüyecekti.
ve hepimiz onun üzerine titreyecektik.
arabaya bindim ve durağa döndüm.
saat öğleni geçmiş 2'ye geliyordu.
tam arabayı durağa parketmiş içeri geçecekken telefonuma mesaj geldi.
mesaj eylülden geliyordu.
"acıkmadın mı hala?" diyordu.
belki de acıkmıştım ama yaşadıklarımdan dolayı aklıma bile gelmemişti.
yemek için beni bekleyeceğini bildiğim için "çok acıktım" dedim.
"ee hadi gel o zaman, bekliyorum * " diye cevap geldi.
artık eylül'le olan ilişkimizi herkes bildiği için hiç çekinmeden karşı kaldırıma geçtim ve zile bastım. aşağı kapı açıldı ve 2. kata çıktım.
kapıda karşıladı eylül beni.
önce hiç bir şey demeden kocaman öptü.
özlemişti, özlemiştim.
içeri geçer geçmez
-neyin var senin. dedi
ben elimden geldiğince hiç bir şey yansıtmamaya çalışsam da becerememiştim.
kızacağını bile bile
-ablamın yanına gittim, az kötü oldum işte. dedim
-sen nasıl bi yalancı pislik oldun başıma ya. diyerek yalandan yumruklamaya başladı beni.
o şebek hareketlerine daha fazla dayanamayıp güldüm.
-gideriz yine. dedim.
-zaten bi daha da götürmezsen taksiye atlar giderim. dedi tebessüm ederek.
olaysız dağıtmıştım asıl konuyu.
önceden hazırlamış olduğu yemekleri tabaklara koyarak oturduğumuz odadaki masaya getirdi eylül.
ben de su falan getirerek yardım ettim.
en son ekmeği de getirdim ve oturduk masaya.
tavuklu pilav ve salata yapmıştı eylül.
o bana yapmış olduğunu zannettiğim ilk kekle beklentilerimi çok fazla yükselten eylül ondan sonra yaptığı her yemekte seviyeyi biraz daha düşürmüş ve nihayetinde vasatın altına indirmişti.
ve bi gün bana getirmiş olduğu o kekle para bozdurmak için girmiş olduğum bi pastanede karşılaştığımda taşlar yerine oturmaya başlamıştı, ama bi şey söylelemiştim ona.
açık söylemek gerekirse eylül bu konularda çok beceriksizdi ve benim bile elime su dökemezdi.! ama yemek yapmaktan hiç vazgeçmedi.
karnımı doyurdu çoğu zaman sağolsun.
ona başlarda yalan söylemeyip yemekleri biraz eleştirsem de üzüldüğünü gördüğüm için lapa gibi pilavını bile "ımmm çok güzel olmuş" diye diye yedim bi zaman sonra.
alışmıştık be birbirimize,
dışarda başka yerde tane tane bi pilav yediğim zaman bile garip geliyor,
eylül'ün pilavını arıyordum.
yemekleri yemiş karnımızı duyurmuştuk.
ben teşekkür edip ellerimi yıkamış, durağa inmek için kapıya doğru yönelmiştim ki kapı çaldı.
direk açtım kapıyı.
elindeki zarflar kapıda bekleyen kişi postacıydı.
postacı, eylül'ün adını soyadını söyleyip zarfı teslim etmek ve imza almak için kapıda beklerken elindeki zarfı nazikçe aldım ve üzerini okudum.
zarf ÖSYM'den geliyor ve o çok sevdiğimle yollarımızın ayrılacağının haberini veriyordu... -
-
1.
+5HAYDAAAAAAAAAAA
-
1.
başlık yok! burası bom boş!