+3
Part 3
Kaçış için belirlediğim güzergâh da emin adımlarla ilerleyerek sokağa vardım. Buraya kadar her şey gayet güzel gitmişti. Ama iş asıl şimdi ciddiye binecekti. Bahçemin duvarlarında yürüdüğümü gören ölüler duvarın etrafını sarmış; etrafımı kuşatmışlardı. Bende geldiğim yolu geri döndüm. Tabii ölüler de peşimden. Ardından bütün gücümü ayaklarıma vererek sokağa doğru koşmaya başladım. Bahçe duvarının sonuna geldiğimde dahi hızımı kesmedim, atlayıp markete doğru koşmaya devam ettim. Arkamdaki grup oldukça geride kalmışsa da henüz rahatlamak için çok erkendi, bunun nedeni ise önümdeki 10-15 ölüden oluşan gruptu. Koşmaya devam etmem halinde beni aralarına alıp yahni yapacakları kesindi. Bende durdum. Öyle boş boş değil, yararlı bir şeyler bulma umuduyla etrafıma bakınarak. Ve buldum da. Anlaşılan bir cesur yürek hepsini bir beysbol sopasıyla haklayabileceğini düşünmüş. Böylece bir silah edinmiş oldum. Artık hiçbir engel kalmamıştı ama yine de kolay olacağa benzemiyordu. Kaybedecek neyim var ki diye düşündüm. Zaten burada biraz daha beklemem halinde arkada bıraktığım grup yetişir ve iki gruba birden yem olurdum. Ayrıca az da olsa şimdi bir şansım vardı. Bende şansımı denedim. Bana en yakın olanı seçtim ve beynini parçaladım. Beyinlerine kadar çürümüş olmalılar ki kafası resmen dağıldı. Yüzüm gözüm kan oldu. Ama şimdi duramazdım, bende devam ettim. ikincisinde birincisindeki gibi beyni akmış bir halde devrildi. Üçünü bir daha yürüyemeyecek bir hale soktuktan sonra kalan beş taneden ikisinin beyinlerini birleştirdim. Diğer üçünün bu görüntülerden sonra arkalarına bakmadan kaçmalarını bekledim ama öyle olmadı. Aksine daha da hızlandılar. Galiba kan onları çekiyordu. 3 hamlede onlarında devirdim. Sanırım bu iş düşündüğümden daha kolay olmuştu. Artık markete gidebilirdim ve koşmaya başladım. Marketin önüne geldiğimde bu benim için tam bir hayal kırıklığı oldu. Çünkü bütün kepenkler indirilmişti ve eğer onları parçalarsam arkamdaki pgibopat tayfaya da içeriye giriş yolunu açmış olacaktım...