/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +2
    --- Sanırım kendimi sıra bana gelecek çay içecem diye o kadar şartlandırmıştım ki bir anda uyanıp gözlerimi açmıştım. Karşımda muavini içecek ? diye sorarken büşrayı yanımda otururken bulacağımı zannederken bir anda neye uğradığımı şaşırdım. yemin ediyorum o kadar otobüs yolculuğu yaptım ama böyle birşey yaşayacağım aklımın ucundan geçmezdi. Otobüs bomboştu ve durmuştu... Genelde çok realist adamımdır akşama kadar discovery national bir sürü bilimsel şey izlerim o yüzden bunun bi şaka olduğunu falan zannettim. bir kaç benzer şaka videosu da izlemiştim ama kim bana niye şaka yapsın amk durduk yere hem de bu kadar yüksek prodüksiyonlu ? olayı hala kavramaya çalışıyordum sonuçta uykudan uyandım ve iki yudumluk çay beklerken kapkaranlık bomboş durmuş bir otobüste buldum kendimi. kapılar açıktı heralde bi arıza bi olay falan oldu da millet indi yeni otobüs bekliyor falan diye düşündüm attım hemen otobüsten kendimi. sağa sola bakıyorum kimse yok. büşra yok muavin yok çay yok hiç birşey yok cırcır böceklerinden başka. bomboş yolun kenarında ben ve boş bir otobüs vardı...

    --- bomboş otobüs ve kapkaranlık yolda bi başıma kalmıştım. lan etrafa bakıyorum belki uzaklardadır millet telefon ışığı falan görürüm diye yok. süzüyorum etrafı çayır çimen dağ taş başka hiç birşey yok. Telefonu çıkardım dedim şirketi jandarmayı birilerini arayayım olayı açığa kavuşturacak. Biletimdeki firmanın numarayı tuşladım arıyorum. Çaldı bi üç dört kez sonra çok yüksek tiz elektronik hayvan sesi gibi bir ses çınladı kulaklarımda beynim patlayacak sandım. Telefon elimden düştü paramparça batarya bi tarafa telefon bi tarafa. Ellerim kulaklarımda kısa bir süre çınlamanın geçmesini bekledim. Neye uğradığımı şaşırmıştım benim külüstür telefondan böyle bir ses çıkacağı aklımın ucundan geçmezdi...

    --- yere yığıldım kaldım başım dönüyordu bi kaç saniye sonra kendimi toparladım. Telefonun dağılan parçalarını birleştirmek için emekleyerek asfaltı yoklamaya başladım. Bir şey de görünmüyor amk karanlıkta başım hala ufaktan dönüyor. Sanki 70 liği bi dikişte içmiş gibiydim. En son bataryayı bulmak için yeri yokladım. Elimi otobüsün altın doğru uzattım ve değişik bi cisim elime geldi...

    --- ilk başta batarya gelecek diye beklerken farklı bi cisime dokununca korkup çektim elimi. Böyle pütürlü yumuşak bir şeydi çünkü. sonra bi hışımla aldım elime bir baktım bayan spor ayakkabısı. Karanlıkta pek seçemiyordum ama tanıdık geldi. Az önceki ses yüzünden zaten kafa hala bulanıktı zar zor kafayı kurcalarken hasgibtir çektim içimden. Bu büşranın ayakkabısıydı. Tanıdık gelmesinin sebebi kız otururken bacak bacak üzerine atıyordu normalde insanların üzerindekilere pek dikkat etmem ilgi çekici bir şey olmadıkça ama kız kahvedeki ramazan abi gibi oturunca bir an dikkat etmişim demekki. (Kızın adını sadece yazışmalarından yola çıkarak biliyordum belki adı büşra bile değildi ama ben büşra diye varsayarak devam edecem. Zaten önemli olan da bu değildi önemli olan büşranın ayakkabısının tekini bulmuş olmamdı.) Amk nasıl bir şeye bulaştım ben diye düşündüm ter dökmeye başladım buz gibi havada. Ağustosdaydık ama bulunduğum yer buz gibiydi. işin ilginç yanı ayakkabı ne bi zarar görmüş ne de üzerinde kan lekesi kir benzeri bir şey var bağcıkları açılmış ve çıkarılmış gibiydi. Kafam o kadar bulanıktı ki bu kadar varsayım ve bilinmezlik beni deli etmek üzereydi. Bir yandan da zütüm atıyor çünkü git gide olanların ne mantıklı bir açıklaması ne de şakaya benzer bir yanı vardı. Sakin olmaya çalıştım kalbim de küt küt atıyor hafif panik atak geçiriyorum. Bir yanım biraz etrafı araştır şu gibtiğimin telefonunu da birleştir bir şeyler yap diyor bir yanım olduğum yerde kalmamı istiyordu. Çünkü daha nelerle karşılaşacağımı bilmiyordum. düşünsenize amk telefondaki o beyininizi hoşaf eden ses ve kızın ayakkabısının tekini buluyorsunuz. Otobüs neden boş niye yolun kenarında park etmiş hiç bir kaza belirtisi de yok. Sanki şöför sağa çekmiş herkes bir anda inmiş ve beni otobüste bırakıp başka otobüsle gitmiş gibiydi. Böyle bir şey bile olsa ben nasıl uykumdan uyanıp bu durumu farketmedim. en azından otobüsün o fısssst sesiyle bile insan bi irkilir uyanırdı ama yok her şey çok ani olmuştu o kadar derin bir uykuya da dalmamıştım...

    --- Bir anda lan ne olacaksa olsun diyip kalktım yerimden üç buçuk atmış bi şekilde ilk adımı attıktan sonra gerisi geldi ve etrafı araştırmaya başladım. bir yandan da gözüm yerde batarya arıyorum. uzakta bi sokak aydınlatmasından ışık vuruyor ama çok yetersiz. Yine istemeyerek de olsa heralde otobüsün altına doğru fırladı diyip eğilip otobüsün altına girdim ve bataryayı buldum. taktım telefona, açmaya çalıştım ekran dağılmış komple sadece beyaz ışık saçıyordu. gibi tuttum dedim içimden bununla birilerini arayamam zaten o ses yüzünden telefonu bi daha kulağıma zütürmeye bile cesaret edemiyordum. bari ışık olarak kullanayım dedim. önümü aydınlatarak etrafta gezinmeye başladım. az ilerde yerde bir şeyin parladığını gördüm yanına gidip yerden aldım. üzerinde ... turizm logosu ve isim bulunan metal bir yakalıktı sanırım kaptana ait. Noldu burada amk arbede mi oldu millet zütü başı dağıtarak kaçtı mı diye düşündüm. ben niye uyanmadım amk noldu burada diye düşünmeye devam ediyorum bilinmezlik beni yiyip bitiriyordu. her neyse etiketi de ayakkabının içine koyup yanıma aldım belki bulurum milleti de sahiplerine geri veririm dedim. Bir yandan olayın en mantıklı açıklamasını yani otobüsün arıza yapıp durduğunu ve milletin bi yerlerde yol yardımı beklediğini falan düşünmeye çalışırken aklım hala o elektronik hayvan çığlığımsı sese gidiyordu. o sesi düşündükçe bir türlü sakinleşemiyordum çünkü hiç bir mantıklı açıklaması yok her şey o korku gerilim filmlerindeki olaylar gibiydi. rüya mı görüyorum ben dedim inanmak istemiyordum çünkü. ama kimse bu kadar gerçekçi bir rüya göremezdi. matrix bile bu kadar gerçekçi olamazdı. böyle durumlarda hep çimcik tokat falan atar ya kendine insan kolumu çimcikledim bildiğin acıyordu hissediyordum...

    --- Artık en kötü durumları düşünmeye başladım. Eğer biri zütümü kesip burada bırakmazsa en iyi ihtimalle köye varmadığımdan telefonumun kapalı olduğundan falan ailemin işkillenip beni arayacaklarını falan düşünüyorum. Ama istanbul- ordu arası 12 saat bu olay gerçekleşene kadar sabah olurdu ben de bir şekilde olaya netlik getirip yardım falan çağırmanın bi yolunu bulabilirdim. Ya da en azından kendini kurtaranlar varsa benim yokluğumu listeden farkedip geri dönüp beni alabilirlerdi diye düşünüyorum. Ama hala aklım o seste o nasıl bir şeydi amk bir an ambele etmişti beynimi. Yaklaşık 1- 2 saat yusuf yusuf bi şekilde otobüsün yakınlarında yol kenarında bi taşın üzerine oturmuş birilerinin gelmelerini bekliyordum. yok amk ne gelen giden var ne de yoldan geçen bir araç çıldırmak üzereydim.. Derken o sesi yine duydum. Bu sefer yolun diğer tarafındaki tepenin ardından geliyor gibiydi. Sesi duymamla yerimden fırlamam bir oldu...

    --- Gibtiğimin sesi yüzünden saçlarım bile diken diken olmuştu. ne elektronik bir şeye ne de bir canlıya ait gibiydi. Biraz eski telefon hatlarındaki dial-up sesine benziyordu ama hafiften bi baykuş sesi de gibiydi. bunu şuan betimleyebiliyorum ama o anki kafayla ne olduğu hiç umrumda değildi. o an tepenin ardından kedi köpek sesi bile duysam olduğum yere bırakabilirdim. zaten hava buz gibiydi üstüne elim ayağım da buz kesti. bi beş dakika ayakta öyle taş kesildim. bilinçsizce ölü taklidi yapıyordum...

    --- Öyle ürkmüştüm ki o an yanıma biri gelip hööt yapsa koskoca adam oturup ağlardım çok ciddi söylüyorum. Biraz kendime gelmeye başlayınca koştum otobüse attım kendimi. kapıları nasıl kapatacağımı da bilmiyorum fırladım en arka koltuğa çömelip göz ucuyla tepeyi izledim. bakıyorum ama kapkaranlık hiç bir şey yok. sadece en üst kısmı ay ışığıyla aydınlanıyordu biraz. o karanlığı gördükçe gözümü kapatmak istedim sanki korkunçlu karı videosu izliyordum her an bir şey gelip cama yapışabilirmiş gibi geliyordu o anki korku insanı öyle bir paranoyaya bağlıyor ki, insan gerçekten bilmediği şeyden ölümüne korkuyormuş bunu çok iyi öğrenmiştim. Kendi kendime dedim serj kalk gidiyoruz kalk kalk giberim sesini de otobüsünü de yardımını da kapıdan atladım dışarı topuklarım zötüme vura vura koşmaya başladım...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster