0
Buradaki mesele 90.000 sözcük değil
90.000 sözcük içinde birbirinden türemiş
nice sözcük vardır. Asıl olay diğer 10-15
bin yabancı sözcükte Türkçeye bu şekilde
eklerle bilmem nelerle geçmiştir ki eklerini
falan atarak bu sözcükleri örneğin 30 bin Türkçe dersek
bu mantık ile dilimizde 3-4 bin yabancı sözcük kalır ben bundan
bahsediyorum. Sözcük fazla dilimiz ölü değil demiyorum senin savın
dile çok yabancı sözcük girdi ben de diyorum ki hayır öyle değil dilin
büyük kısmı Türkçe. Dancaya isveççeden giren sözcüğe yabancı sözcük
denmez bu dil ailesiyle alakalı Cermen dil ailesi içindeki
bu dillerin birbiriyle benzerliği normal. Tıpkı az ya da çok da olsa
Ural-Altay dillerindeki benzerlikler gibi. kürtçeye gelecek olursak
dil değildir lehçe diyelim fars dilinin bir lehçesi o kadar son
dönemlerde dil halini alması için birçoklarının elinden geleni
yaptığı medler, bilmem nelerden diyerek ön ata bulup kafalara yerleştirilmeye
çalışılan vasıfsız bir toplum ve konuştuğu ses.
Gelelim Tuva, Kıpçak meselesine. genellikle bu kafadaki insanlar
Kazaklar Türk değil, şunlar Türk değil bunlar Türk değil derler.
Ancak olay onların zaaflarına geldiği zaman Kazakların Türk olduğu,
Tuvaların Türk evladı olduğu hortlatılır. Al işte bak onlar da Türk
böyle böyleler denir.. Hepsi Türktür onların. Kazakçaya ne kadar yabancı
sözcük girdiğini bilmiyorum. Çok girmiştir özellikle Rusça. Ancak tek tek
Tuva, Kazak,Azerbaycan,Özbek, Türkiye Türkçesi olarak değerlendirirsek bir
kağıda dökmemiz lazım galiba şunlar Türkçe ağırlıklı, şunlar Rusça,
şunlar Farsça-arapça diye. Genel değerlendirme yapıyorum.
Türkçenin konuşulmayı bıraktığı yerler var mıdır bilmiyorum belki de vardır.
Tüm dillerde olabileceği gibi ama bunun yanında her an genişleyen bir alanı da vardır.
Yani Yakut Türklerinin uzak köylerinde Rusçu politika yüzünden dil rusça ağırlık
kazandıysa bir yandan da dillerini korumada ısrarcı, Türkçe ağırlıklı
konuşan insan çok fazladır. Türkçe gibi genişlemiş bir dil çok çok uzun yıllar devam eder.
Benim değil esasen senin salakça mantığınla bakacak olursak tüm diller ölmeye başlamış.
bir zaman sonra evlatlar dumana dönerler herhalde konuşmak için.
Ki şu asırdan sonra dil ölmez. Milattan önce 5 binde yaşamıyoruz. az konuşulur, çok konuşulur,
farklılaşır şu saatten sonra dil öldüremezsin.
Ben konuşmalarımda öztürkçe sözcük kullanmak için kendimi hiç kasmam.
Tam tersi bunları kullanmak hoşuma gittiği için, sevdiğim için kullanırım.
Kullandıklarımda her yerde duyabileceğin şeylerdir. Dediğim gibi
şöyle bir baktığın zaman aslında olupta kullanılmayan Türkçe sözcük yoktur. Az kullanılır
zaman geçer çok kullanılır. Sözcük üretirler bu ne ya der marjinal havasına girenler.
Sonra bir bakarsın herkes bilgisayar, akaryakıt, iletişim, bilişim der olmuş bir yanda ölürken diğer yanda
yeniden canlanır dil.
Tümünü Göster